Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 27038 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11505 - Esas Yıl 2015





Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, borca ve faize itirazı ile birlikte İstanbul İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu belirterek yetki itirazını ileriye sürdüğü, mahkemece, takibin ihtiyati haciz kararına istinaden başlatıldığı ve diğer takip borçlusunun adresinin de Bakırköy adli yargı alanında olması nedeniyle yetki itirazının reddine, takip miktarının fazla talep edilen kısmı yönünden takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.Hukuk Genel Kurulu'nun, 15/01/2014 tarih ve 2013/12-476 E. - 2014/5 K. sayılı kararında, ihtiyati haciz kararının verildiği mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinde takip yapılabileceğine ilişkin İİK'nun 50. maddesi yollaması ile kıyasen uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'nun 12. maddesinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun'da karşılığı olan bir düzenleme bulunmadığı ve bu nedenle, ihtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra bu kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, salt o yer mahkemesinde ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceğinin kabul edilmesi üzerine, Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yerin, icra takibi için yetkili hale gelemeyeceği sonucuna varılmıştır.Somut olayda, alacaklı, Bakırköy 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/07/2014 tarih ve 2014/125 D.İş sayılı ihtiyati haciz kararı ile takibe başlamış ise de, yukarıda açıklandığı üzere ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yer, icra takibi için yetkili hale gelmez. Bu durumda, yetki itirazının İİK'nun 50. maddesi atfı ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun genel yetki kuralları kapsamında incelenmesi gerekir.İİK'nun 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK'nun 447/2. maddesi atfıyla HMK'nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Ayrıca, takip dayanağı olan akdin yapıldığı icra dairesi de takipte yetkilidir.Buna göre, çeke dayalı takip, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK 6. md.), muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK l0. md.) ve ayrıca İİK'un 50/1. maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir.6100 sayılı HMK.nun 7. maddesine göre borçlu birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerinde takip yapılabilir ve bu durumda diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm yalnız borçlulardan birinin yerleşim yerindeki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması hali içindir. Borçlulardan biri için özel yetkili bir icra dairesinde takip yapılması halinde HMK.nun 7. maddesinin 1. cümlesi hükmü uygulanmaz.Somut olayda, alacaklı tarafından diğer takip borçlusu M.. E..in Güngören/İstanbul adresinegönderilen ödeme emri tebligatının 31.07.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup itiraz tarihi itibariyle Bakırköy İcra Müdürlüğü'nün yetkisi kesinleşmeden muteriz borçlu tarafından yetkiye itiraz edildiğinden HMK'nun 7/1. maddesinin uygulanması mümkün değildir.Bu durumda, muteriz borçlunun adresi, çekin keşide edildiği ve ile muhatap bankanın bulunduğu yer de Bakırköy olmadığından, muteriz borçlu yönünden Bakırköy İcra Dairelerinde takip yapılması mümkün olmayıp, muhatap bankanın bulunduğu yer, muteriz borçlunun adresi ve çekin keşide yerinin İstanbul olması karşısında, yukarıda yazılı yasa hükümleri uyarınca muteriz borçlu yönünden İstanbul İcra Müdürlüğü yetkilidir.O halde, mahkemece yetki itirazının kabulü ile icra takip dosyasının tefrikine ve muteriz borçlu yönünden karar kesinleştiğinde ve talep halinde icra takip dosyasının İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yetki itirazının reddediyle işin esasına girilerek hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.