Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2700 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14878 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, ECRİMİSİL VE TAZMİNATTaraflar arasında görülen çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve tazminat davası sonunda; yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla; dosya incelendi Tetkik Hakimi ... 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü.-KARAR-Dava paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve tazminat isteklerine ilişkindir.Davacılar, üzerinde bir dükkan ve 3 adet daire bulunan ve murislerinden intikal eden 334 ada 2 sayılı parsel de paydaş olduklarını, murisin ölümünden beri dairelerde davalıların ikamet ettiklerini, dükkanın kirasını aldıklarını bir bedel ödenmediğini, taşınmazın bakım ve onarımının yapılmadığını, davalıların taşınmazı kullanmada haklı nedenlerinin bulunmadığını, ileri sürerek, elatmanın önlenmesini, kira, ecrimisil, yıpranma payı ve sebepsiz zenginleşme bedeli olan 50.000,00.-TL'nın davalılardan tahsilini istemişlerdir.Davalılar, alacakların zamanaşımına uğradığını, davacıların taşınmazı kullanmak istediklerine yönelik taleplerinin olmadığını, taraflar arasında fiili kullanma biçiminin oluştuğunu, davacıların kullanımlarına engel olunmadığı gibi murisin ölümünden bu yana boş bırakılan dükkanın kullanımının davacılara bırakıldığını, intifadan men koşulunun oluşmadığını, taşınmaza kasıtlı bir zarar verilmediğini, taşınmazın bakımından paydaş olan davacıların da sorumluluğunun bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece; paydaş olan davacıların, dava konusu taşınmazda kullandıkları yer olmadığı gerekçesiyle, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, intifadan men koşulu oluşmadığından ecrimisil isteği ile şartları oluşmadığından tazminat isteğinin reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; tazminat yönündeki iddianın kanıtlanmadığı gözetilerek, bu istemin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince:Dava konu taşınmazda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz.Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı).Somut olaya gelince; davacılar tarafından ortaklığın giderilmesi isteği ile 11/10/2010 tarihinde açılan ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/682 esas sayılı dava sonucunda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği, kararın, Yargıtay incelemesinden geçerek 28/9/2011 tarihinde kesinleştiği, huzurdaki davanın ise 10/02/2011 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Hâl böyle olunca, ortaklığın giderilmesi davası açılmakla intifadan men koşulunun gerçekleştiği gözetilerek, ecrimisil isteği yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacıların temyiz itirazları belirtilen nedenler ile yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.