Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 270 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22440 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi.... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibine karşı keşideci borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, takibe dayanak çekin keşide tarihinin tahrif edilerek üzerine paraf imza atıldığını, bu düzeltmenin ve paraf imzanın kendisine ait olmadığını, çekin bu haliyle kambiyo senedi vasfını kaybettiğini ileri sürerek takibin iptali isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.HMK.'nun 207. maddesi hükmü gereğince senetteki düzeltmelerin borçlu (keşideci) tarafından paraf edilmesi gereklidir. Yani, senette mevcut olan çıkıntı veya senet metni altındaki kazıntı ve silinti ayrıca tasdik edilmemiş ise; inkâr halinde yok hükmündedir. Bu nedenle, senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onaylanması gerekir. İmzaya veya paraf imzasına itiraz halinde ise, mahkemece, yöntemince imza incelemesi yapılmalıdır. Düzeltmenin onaylı olmaması veya imzanın keşideciye ait olmadığının anlaşılması halinde, düzeltme yok hükmünde olup, senedin düzeltme öncesi durumuna göre değerlendirme yapılır. Borçlunun söz konusu itirazları sabit olduğu takdirde; çekin TTK.'nun 796. ve 808. maddelerinde (Eski TTK.'nun 708. ve 720.maddeleri) öngörülen yasal süreden sonra ibraz edildiği sonucuna varılacak ve İİK.'nun 170/a-2. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilebilecektir.Çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı ve paraf imzasının da sahte olduğu yönündeki itirazlar, çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden HMK.'nun 266.maddesi uyarınca bilirkişi incelemesi ile sonuçlandırılmalıdır. Çek, keşideci tarafından düzenlenmiş olduğundan, çek üzerindeki çıkıntı ve değişikliklerin keşideci tarafından paraf edilmesi gerekir.Somut olayda, mahkemece takibe dayanak çek üzerinde yaptırılan inceleme sonucunda bilirkişi tarafından düzenlenen 15.7.2013 havale tarihli ek raporda; keşide tarihinde değişiklik yapıldığına dair fiziksel bir bulgu saptanamadığı ve keşide tarihi üzerinde bulunan paraf imzanın keşideci borçlunun eli ürünü olup olmadığı hususunda bir tespite gidilemediğinin bildirildiği, mahkemece, raporun tahrifat bulunmadığına ilişkin kısmına itibar edilmeyerek keşide tarihinde gözle görülür bir oynama yapıldığının sabit olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği, bu durumda, bilirkişi raporunun mahkemece yetersiz görüldüğü anlaşılmaktadır.O halde, şikayet konusu uyuşmazlığın çözümünün özel ve teknik bilgiyi gerektirmesi nedeniyle mahkemece, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak takip dayanağı çekin keşide tarihinde bir düzeltme yapılıp yapılmadığı ve varsa bu düzeltmedeki parafın keşideci borçluya ait olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.