Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26982 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20498 - Esas Yıl 2014





Hüküm sonucunun ne şekilde oluşturulacağı ve neleri içereceği HMK'nın 297/2.maddesinde “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” Hükmünü taşımaktadır. Bu hüküm genel olarak hüküm sonucuna ilişkin olup, basit yargılamaya tabi davalar açısından hüküm sonucunun tefhimi HMK'nın 321.maddesinde “Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir.”-şeklinde hüküm altına alınmıştır.Bu iki hükme göre basit yargılamaya tabi bir davada duruşmada tefhim edilecek hüküm sonucu hem HMK'nın 297/2.maddesindeki unsurları taşımalı, hem de gerekçeli olmalıdır. Somut dava dosyası bu yasal düzenlemeler ışığında değerlendirildiğinde;Öncelikle Mahkemece bozma ilamı duruşmada okunmuş ise de, bozmaya uyulup, uyulmadığına ilişkin bir ara kararı alınmadan, duruşma bitirilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulmasına ilişkin açık bir ara kararı alınmadan hüküm kurulması hatalıdır.Mahkemece 16.01.2014 tarihli duruşmada hüküm özeti gerekçesi açıklanmadan aynen;“1-Davanın kısmen kabul, kısmen reddine,2-Sair hususların gerekçeli kararda açıklanmasına” hüküm özeti oluşturulup, tefhim edilmiştir. Duruşmada gerekçenin açıklanmamasının nedeni belirtilmeden, tarafların hak ve borçları açıklanmadan hüküm özetinin tefhimi HMK'nın 297/2 ve 321.maddelerine aykırıdır. Ayrıca T.C. Anayasa'sının 141.maddesi uyarınca, Mahkeme kararı gerekçeli olmak zorundadır. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunlarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Mahkemenin gerekçeli kararında dava dilekçesi ile davalı savunması özetlenmiş, bozma ilamından bahsedilmiş, gerekçe olarak da sadece “....Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyularak dava hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” Şeklinde bir açıklama yapılmıştır.Mahkemenin bu açıklaması Anayasanın 141.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297.maddesinde amaçlanan gerekçe değildir.Neticeten T.C. Anayasa'sının 141.madesi ile HMK'nın 297.maddesinin amaçladığı anlamda gerekçe taşımayan, HMK'nın 297/2 ve 321.maddesi-ne uygun tefhim içermeyen kararın bozulması gerekmiştir.SonuçTemyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayıBOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 17.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.