(...Dava, kira bedelinin tahsili için icra takibine yapılan itirazın iptali ve kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, dava dilekçesinde davalının 01.07.2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, 2011 Ocak ay kira bedeli 1.550 TLnin ödenmediği için davalı hakkında icra takibi yaptığını, davalı tarafından takibe itiraz edilip tahliye ettiğini ve anahtarı da müvekkile teslim ettiğini beyan etmiş ise de, anahtarın teslim edilmediğini belirterek itirazın iptali, kiralananın tahliyesi ve %40 tazminat istemiştir. Davalı vekili ise kira borcu bulunmadığını, davacının 1.000USD güvence parasını ödememek için bu davayı açtığını, taşınmazın 02.10.2010 tarihinde tahliye edilip anahtarında davacıya 09.10.2010 tarihinde teslim edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.01.2007 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı sözleşmeye dayanarak davalı hakkında tahliye talepli başlattığı 12.01.2011 tarihli icra takibi ile 2011 Ocak ay kira bedelinin yasal süresi içinde yaptığı itirazında ve savunmasında taşınmazı 02.10.2010 tarihinde tahliye ettiğini belirtmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık kiralananın tahliye edilip edilmediği, edilmiş ise hangi tarihte anahtarların teslim edildiği konusundadır. Kiralanana ait anahtarların teslim edildiğinin kiracı tarafından kanıtlanması gerekir. Davalı 02.10.2010 tarihinde tahliye ettiğini ve anahtarı da 09.10.2010 tarihinde davacıya teslim ettiğini savunmuş ise de bu iddiasını yazılı belge ile kanıtlayamamıştır ancak davacı Kadıköy4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/7 D.işler dosyasında 11.01.2011 tarihli dilekçesi ile tespit istemiş, mahkemece 17.01.2011 tarihinde kiralananın kapısı çilingir vasıtasıyla açılarak taşınmaz içinde tespit yapılmıştır her ne kadar anahtarın davacıya teslim edildiği kiracı tarafından kanıtlanamamış ise de davacının yaptırdığı bu tespit ile kiralananı teslim aldığının kabulü gerekir. O nedenle kiracı 17.01.2011 tarihine kadar ki kiracı kira bedelinden sorumlu tutulmalıdır. Mahkemece17.01.2011 tarihine kadar kira bedeli tutarı üzerinden itirazın iptaline ve kiralanan tespit tarihi itibariyle tahliye edilip anahtarında bu tarih itibariyle teslim edildiği kabul edilerek tahliye konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.)Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.TEMYİZ EDEN: Davalı vekiliHukuk Genle Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Dava, kira bedelinin tahsili için icra takibine yapılan itirazın iptali ve kiralananın tahliyesine ilişkindir.Yerel Mahkemece, davanın kabulüne daire verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine; Özel Daire’ce metni yukarıda başlık bölümünde aynen alınan ilam ile bozulmuş; mahkemece, önceki gerekçeler ve ayrıca davacı tarafından tespit yaptırıldığı tarihte, kiralananın anahtarlarının kiralayana teslim edilmediği, tahliye için asıl olanın anahtar teslimi olduğu gerekçeleri ile direnme kararı verilmiş, direnme kararını davalı vekili temyize getirmiştir.Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, mecu-run davacının tespit yaptırdığı tarih olan 17.10.2011 tarihinde mi, yoksa icra memuru vasıtası ile haciz işleminin uygulandığı 01.12.2011 tarihinde mi tahliye edilmiş sayılacağı; buradan varılacak sonuca göre de kira alacağının hesabında hangi tarihin esas alınacağı noktalarında toplanmaktadır.Somut olayın özelliğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasalara aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇDavalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30. Maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı HUMK.'nun 429. maddesi gereğince usuldenBOZULMASINA,istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanun'un 440.maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere12.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.