Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2686 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 13199 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, 21.6.2010 tarihli vekaletname ile davalı ...'nın işçilik alacaklarının diğer davalıdan tahsili için vekil olarak tutulduğunu ve aralarında 21.6.2010 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi imzalandığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak dava açtığını ancak davalı ...'nın bilgi ve muvafakatı dışında duruşma gününden önce bizzat gelip diğer davalıdan hiçbir alacağı olmadığını beyan ederek davadan feragat ettiği ve 14.7.2010 tarihinde gerekçesiz olarak azledildiğini,bir süre sonra davalıya ait işyerinde sigortalı olarak çalışmaya başladığını,tüm bu davranışların aralarında sulh olduklarını gösterdiğini bildirerek avukatlık ücret sözleşmesi hükmü uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 10.000 TL nin faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı şirket tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı şirketin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dosyanın incelenmesinde; Davacı avukatın, davalı ...'nın işçilik haklarının diğer davalı işverenden tahsili için 21.6.2010 tarihinde vekalet aldığı ve aynı tarihli avukatlık ücret sözleşmesinin imzalandığı,fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 7.500 TL harca esas değer gösterilerek dava açıldığı,duruşma günü gelmeden davalının bizzat mahkemeye başvurarak,işverenden hiç bir hak ve alacağının bulunmadığını beyan ederek davadan feragat etmesi nedeniyle davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve 14.7.2010 tarihinde azledildiği, davalının 1.4.2011 tarihinde işveren firmada tekrar çalışmaya başladığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalı ...'nın sulh mahiyetindeki feragati nedeniyle 21.6.2010 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi uygulanarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dayanak avukatlık ücret sözleşmesinin avukatlık ücreti başlıklı kısmında ”mahkemenin ıslah dilekçesini de nazara alarak hükmedeceği aşağıdaki alacakların tüm ferileriyle birlikte davalıdan tahsil edilecek tüm alacağın % 25 i kadar ücret ödenecektir.” şeklinde belirlenmiştir.Sözleşmenin 4.maddesinde ise” İş davası kısmi dava şeklinde açılacağından dava henüz sonuçlanmadan ıslah dilekçesi verilmeden veya ek dava açılmadan iş sahibinin karşı taraf ile anlaşarak avukatın rızasını almadan davadan feragat etmesi halinde avukat,dava iş sahibinin (halen ıslah dilekçesi veya ek dava ile talep edilmemiş alacak kısmı dahil olmak üzere) tüm alacakları ile feragat anına kadar işlemiş faizinin toplamı üzerinden vekalet ücreti almaya hak kazanacaktır.Davalı taraf ta iş sahibi ile birlikte müteselsilen avukata karşı sorumlu olacaktır.” şeklinde düzenlenmiştir. Ancak sözleşmenin hiç bir yerinde alacağın miktarı zikredilmemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu aldırılarak; Bu sözleşme hükümleri esas alınarak davaya devam edilseydi, davalı ...'in alabileceği işçilik hakları hesaplatılarak bulunan miktar üzerinden Avukatlık Kanunu 164/4. maddesine göre % 10 oran üzerinden,164/son maddesindeki karşı yan vekalet ücretini de AAÜT'e göre hesaplanarak toplam olarak 12.342,78 TL nin tahsili yönünde itirazın iptaline karar verilmiştir.Konuyla ilgili Avukatlık Kanunundaki hükümlerin incelenmesinde; 164.maddesinde (Değişik : 2/5/2001 - 4667/77 md.)“ Avukatlık ücreti, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade eder.Yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir.İkinci fıkraya göre yapılacak sözleşmeler, dava konusu para dışındaki mal ve haklardan bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü taşıyamaz.Avukatlık asgarî ücret tarifesi altında vekâlet ücreti kararlaştırılamaz. Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir.(Değişik üçüncü ve dördüncü cümle:13/1/2004 – 5043/5 md.) Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde; değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücreti avukata aittir. Bu ücret, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemez, haczedilemez.” şeklinde düzenlenmiştir. Yine 165.maddesinde, (Değişik : 2/5/2001 - 4667/78 md.) “İş sahibinin birden çok olması halinde bunlardan her biri, sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf avukat ücretinin ödenmesi hususunda müteselsil borçlu sayılırlar. “şeklinde düzenlenmiştir.Dava konusu somut olayın belirtilen kanun maddeleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir.Taraflar arasında düzenlenen avukatlık sözleşmesi ücret konusunda belirli miktarı göstermemekte bilakis 164.madde kapsamında tarif edilen şekilde “... ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı “ hallerden birini işaret etmektedir.Zira,dayanak dava dosyasında harca esas değer 7.500 TL olarak gösterilmiş,dava sırasında ıslah yapılmadan evvel davacı asil tarafından sulh mahiyetinde davadan feragat edilmiştir.Bu nedenle davaya devam edilmesi halinde davalının kazanabileceği farazi bir miktar hesaplatılarak bu miktar üzerinden avukatlık ücreti verilemez. Mahkemece,dayanak davanın harca esas değeri esas alınarak Avukatlık Kanunu 164/4 ve 164/son maddeleri hükümlerine göre vekalet ücreti takdiri gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı şirketin sair temyiz itirazlarının reddine,2.bentte açıklanan nedenle kararın davalı şirket yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.