Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26758 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 24544 - Esas Yıl 2012





Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi A. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:YARGITAY KARARIDavacı, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini bildirerek kıdem ve ihbar tazminatları ile izin ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.TEMYİZ: Kararı davalı temyiz etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda 24.04.2012 tarihli son duruşmada kısa karar “Bilirkişi Av. C. tarafından düzenlenen 27.01.2012 tarihli hesap raporunda belirtilen miktarla sınırlı olarak;Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve izin ücreti alacak taleplerinin kabulüne,Kıdem tazminatı için akdin feshi tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faiz oranının uygulanmasına,İhbar tazminatı için dava ve ıslah tarihlerinden itibaren izin ücreti için dava tarihinden itibaren yasal faiz oranının uygulanmasına,” şeklinde açıklanmıştır.6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;a) Hükmü veren mahkeme ile hakim veya hakimlerin ve zabıt katibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilcisi ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,d) Hükmün verildiği tarih ve hakim veya hakimlerin ve zabıt katibinin imzalarını,e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi,içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.Basit yargılama usulüne tabi yargılamalara ilişkin olarak 6100 sayılı HMK. nun “Hüküm” başlıklı 321. maddesinde aynen;“HükümMADDE 321- (1) Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez.(2) Kararın tefhimi, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşir. Ancak zorunlu hallerde, hakim bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebilir. Bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir.” Hükmü düzenlenmiştir.321. maddedeki “hükme ilişkin tüm hususlar” dan kastedilen HMK.nun 297. maddesindeki unsurlardır. Madde gerekçesinde tefhimin hüküm özetinin yazdırılması olduğu açıklanmıştır.Bu nedenlerle basit yargılamada da tefhim edilecek hüküm HMK'nın 297/2. maddesindeki unsurları taşımakla birlikte HMK'nın 321. maddesi uyarınca gerekçeli olmak zorundadır. Ancak Mahkemelerin iş yoğunluğu ve buna bağlı olarak duruşma dosyalarının çokluğu nedeni ile gerekçenin duruşmada yazdırılamaması halinde gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir.Bu yasal şekil yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerinesebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir. (Hukuk Genel Kurulu - 2007/14-778 E. 2007/611 K. Dairemizin 01.04.2008 gün ve 2007/38353 Esas, 2008/7142 Karar sayılı ilamı)Halen yürürlükte olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8.maddesi-ne göre, iş mahkemelerince verilen nihai kararlara karşı kanun yoluna başvurma süresi, karar yüze karşı verilmişse nihai kararın taraflara tefhimi, yokluklarında verilmiş ise tebliği tarihinden itibaren sekiz gündür.Taraflar hükmün tefhiminin HMK'nın 297/2. maddesinde sayılan unsurları taşımaması halinde hak ve borçlarını bilemeyeceklerinden temyiz süresini kaçırmamak, hak kaybına uğramamak için kararı gereksiz yere temyiz etmek zorunda kaldıkları bir gerçektir.Bu nedenlerle hükmün tefhimi sırasında HMK'nın 297/2. maddesinde belirtildiği üzere “taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.Somut olayda, davacının birden fazla talebi olduğu halde hüküm “Bilirkişi Av. C. tarafından düzenlenen 27.01.2012 tarihli hesap raporunda belirtilen miktarla sınırlı olarak;Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve izin ücreti alacak taleplerinin kabulüne,Kıdem tazminatı için akdin feshi tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faiz oranının uygulanmasına,İhbar tazminatı için dava ve ıslah tarihlerinden itibaren izin ücreti için dava tarihinden itibaren yasal faiz oranının uygulanmasına,” şeklinde açıklanmıştır.Bu şekilde kurulan ve açıklanan hükümde taraflara yüklenen hak ve borçların açık ve şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde belirtilmediği ortadadır.Açıklanan hüküm sonucunda davacının hangi taleplerinin reddedildiği, yargılama giderlerinin (masraf ve vekalet ücretleri) ne şekilde hüküm altına alındığı, kanun yoluna başvurma süresinin ne kadar olduğu Yasanın emredici hükmüne rağmen açıkça belirtilmemiştir.6100 sayılı HMK'nın 298/2.maddesine göre “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.”Yukarıda belirtildiği üzere duruşmada açıklanan hüküm sonucu ile gerekçeli kararın hüküm sonucunun da aynı olduğu söylenemez.Bu nedenlerle 6100 Sayılı Yasa'nın 297, 298/2 ve 321. maddelerinde belirtilen zorunlu unsurların hiçbirisini taşımadığı anlaşılan hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇTemyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 06.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.