Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2655 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 10921 - Esas Yıl 2011
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.Davacı vekili, müvekkili banka ile davalılardan Ziya arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde diğer davalının da kefil olarak yer aldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine aleyhlerine girişilen takibe davalılardan itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek itirazın iptali, takibin devamı ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, davacı yanca mükerrer takip başlatıldığını ve davanın da bir yıllık yasal sürede açılmadığını bildirerek, reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece; davalıların icra takibine 01.09.2008 tarihinde itirazları sonucu takibin durduğu ve bu tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.İİK 67/1.maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat etmek suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” Denilmektedir.Davanın dayanağını oluşturan icra takip dosyasında davalıların takibe itiraz dilekçelerinin davacıya tebliğine dair bir delile rastlanmamıştır. Bu durum karşısında dava açmak için aranılan bir yıllık hak düşürücü sürenin davacı alacaklının itirazı öğrendiği tarih esas alınarak belirlenmesi gerektiği, başka bir deyişle itiraz dilekçesi tebliğ olunmadıkça hak düşürücü sürenin başlayamayacağı gözetilmeksizin mahkemece yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.SONUÇYukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararınaBOZULMASINA,22.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.