MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı şirketle 1.1.2006 tarihli hukuki danışmanlık ve avukatlık sözleşmesi imzaladığını, davalı adına dava ve icra dosyalarını takip ettiğini, ancak 24.7.2007 tarihli ihtarla haksız olarak azledildiğini, hak ettiği ücret alacaklarının da ödenmediğini ileri sürerek, sözleşme sonuna kadar tahakkuk eden danışmanlık ücretleri ile takip ettiği dava ve icra dosyaları için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 12.000 TL vekalet ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, azlin haklı olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, “davanın reddine” ilişkin verilen ilk hüküm, Dairemizce “azlin haklı olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle” bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, davacı ve davalı arasındaki avukatlık sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, taraflar arasındaki öncelikli uyuşmazlık, davacı avukatın azledilmesinin haklı olup olmadığına ilişkindir. Hükmüne uyulan bozma ilamında da bu hususa değinilmiş olup, mahkemece bozmaya uyularak alınan 22.10.2012 tarihli bilirkişi raporunda azil nedenleri tek tek irdelenerek, davalı tarafından ileri sürülen azil nedenlerinin haklı olmadığı belirtilmiş, buna göre ücret hesabı yapılmış, sonuç olarak da takdir yetkisinin mahkemeye ait olduğu açıklanmıştır. Mahkemece, hüküm gerekçesinde söz konusu raporun özeti verildikten sonra, “bilirkişi raporu içerik ve gerekçeleriyle hükme yeterli bulunmuştur” şeklinde açıklama yapılmış, daha sonraki pragrafta ise, bir kısım dosyalarda işlem yapılmadığı ve bu nedenle, azlin haklı olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.Bu durumda; mahkemece bir yandan “azlin haksız olduğu” yönünde görüş bildiren bilirkişi raporunun “içerik ve gerekçeleriyle hükme yeterli bulunduğu” açıklanmak suretiyle söz konusu rapor benimsenirken, diğer yandan bir kısım dosyaların takipsiz bırakıldığı belirtilerek azlin haklı olduğu kabul edilmek suretiyle “azlin haklı olup olmadığı” konusunda çelişki doğuracak şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.O halde mahkemece, ilk karar ile bağlı kalınmadan, çelişki giderilecek şekilde yeniden karar verilmesi ve bunun sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına. peşin alınan 25,20 TL. harcın istek halinde iadesine, 08/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.