Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26408 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 27447 - Esas Yıl 2012





Mahkemece, davacıya bilirkişi ücretinin ve avans giderinin yatırılması için kesin süre verildiği, kesin mehlin gerekleri yerine getirilmediğinden bahisle davanın usuli işlemleri yerine getirilmediğinden reddine karar verilmiştir. Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriğine göre, mahkemece 23.03.2012 tarihli 1 ve 3 sayılı ara kararları gereği davacının kesin süre içerisinde bilirkişi ücretini ve gider avansını yatırmadığı gerekçesi ile 19.09.2012 tarihli duruşmada dava usuli işlemler yerine getirilmediğinden reddedilmiştir.Dava, mülga 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu döneminde 07.04.2011 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle gider avansı alınmasına yönelik bir düzenleme mevcut değildir.01.10.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-g maddesinde gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir.6100 Sayılı Kanunun 448. maddesine göre “ Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır.” 450. maddesinde, “18.06.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleri ile birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır.” Düzenlemesi mevcuttur. Anılan düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere 6100 sayılı Kanun hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal yürürlüğe girer.Kanun açıkça bir istisna getirmediğine göre dava şartı olarak düzenlenen gider avansının alınması kuralının mülga 1086 Sayılı Kanun döneminde açılan derdest davalarda da uygulanması gerekir.Dava şartları, mahkemenin davanın esası hakkında yargılamanın devamı için gerekli olan şartlardır. Diğer bir anlatımla, dava şartları, dava açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu şartlardır.6100 Sayılı Kanun'un 120. maddesinde belirlenen gider avansı ile 324. maddesinde belirtilen delil ikamesi için avans ayrı maddelerde düzenlenerek farklı sonuçlara bağlanmıştır. Buna göre gider avansı, delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderlerini kapsamaktadır. Öyleyse delil ikamesi avansı ile dava şartı olan gider avansının birbirinden ayrılması, gider avansı ve delil avansı kalemlerine ilişkin miktarlarının ayrı ayrı belirlenmesi, delillerin ikamesi için alınacak avansın gider avansı içinde yer almaması gerekir.Tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin gider avansı içinde değerlendirilmesi 6100 sayılı Kanunun 324.maddesi düzenlemesi karşısında mümkün bulunmamaktadır. Ayrıca delil ikamesi avansınında ispat külfetine göre taraflara yükletilmesi gerekir.Mahkemece gider avansı ile delillerin ikamesine yönelik avans ayrılmalı, gider avansının nelerden ibaret olduğu net olarak belirlenmeli ve tarafa hem gider avansının hem de delil ikamesi avansının hukuki sonuçları konusunda uyarı yapılmalıdır.Somut olayda, mahkeme bilirkişi ücreti ile gider avansı yönünden davacıya iki haftalık kesin süre verildiği anlaşılmakta ise de, bilirkişi ücreti gider avansı mahiyetinde değerlendirilmiştir. Bu giderler içinde delil anlaşılmakta ise de, bilirkişi ücreti gider avansı mahiyetinde değerlendirilmiştir. Bu giderler içinde delil ikamesine yönelik gider olup olmadığı ve miktarı belirtilmemiştir. Zira yukarıda açıklandığı gibi gider avansı dava şartı iken, delil ikamesi avansı dava şartı olarak nitelendirilemeyecektir. Delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmaması davanın dava şartı yokluğu ile reddine sebep teşkil etmez. Taraf belirtilen sürede delil avansı giderini yatırmazsa dayandığı o delilden vazgeçmiş sayılır. Kaldı ki, dava konusu tazminat ve alacakların bir kısmının hesaplanması teknik ve uzmanlığı gerektirmemektedir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişi dinlenemez. Aksine düşünceyle yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.Keza, davacı vekili tarafından bilirkişi ücreti ile bilirkişi raporu tebliğ masrafının ibraz olunan 09.07.2012 tarihli tahsilat makbuzu ili duruşma gününden önce mahkeme veznesine yatırıldığı anlaşılmaktadır.Bu durumda mahkemenin davayı usuli işlemler yerine getirilmediğinden reddetmesi hatalıdır. Esasa girilip yargılama gerçekleştirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.SONUÇHükmün açıklanan sebeplerleBOZULMASINA,peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.11.2012 günü oybirliğiyle karar verildi.