Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26355 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 27118 - Esas Yıl 2015





YİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : İstanbul 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/10/2014NUMARASI : 2013/1079-2014/573DAVACI : BORÇLU :Murat KumDAVALI : ALACAKLI:İbrahim PalamutYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Şerife Ayyıldız tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Borçlu vekilinin, örnek 7 numaralı ödeme emri gönderilen adresin, alacaklı İbrahim Palamut'un yetkilisi olduğu Arı Kim Kimya A.Ş' nin adresi olduğunu, anılan adresin borçluya ait mernis adresi olmadığı ve tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek tebligat tarihinin düzeltilmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile şikayette bulunduğu, mahkemece taraflar arasında yapılan sözleşmede borçlunun bu adresi tebligat adresi olarak bildirdiği ve aynı adrese tebligat yapılmasını açıkça kabul ettiği gerekçesi ile şikayetin reddine karara verildiği anlaşılmaktadır. Dosya kapsamı belgelerin incelenmesinde, borçluya tebligat gönderilen adresin, takip alacaklısının yetkilisi (yönetim kurulu üyesi) olduğu Arı Kim Kimya A.Ş' nin adresi olduğu ve 22.12.2011 tarihli Ticaret Sicili Gazetesine göre, aynı şirkette muteriz borçlunun denetim kurulu üyesi olduğu görülmektedir. Alacaklı, bu adresin taraflar arasında yapılan kira sözleşmesinde borçlunun kanuni adresi olarak gösterilen adres olması sebebi ile yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunu savunmuştur. Borçlu ise sözkonusu sözleşmenin varlığını ve sözleşme altındaki imzasını inkar etmektedir. Ticaret sicili kayıtlarına göre tebligat yapılan " Perpa Tic. Merkezi A Blok 6. Kat No: 608" adresinin sözkonusu tüzel kişinin ticaret siciline kayıtlı adresi olup borçlunun mernis adresi olmadığı sabit ve tartışmasızdır. Şu hale göre, borçlunun denetim kurulu üyesi olduğu şirket adresinin borçluya ait işyeri adresi olduğu hakkında kuşku ve duraksama bulunmamaktadır. Bu adres, tüzel kişiye ait olmakla beraber, tebligatın muhatabı (tüzel kişi olmayıp) gerçek kişi olduğundan tüzel kişilere tebligatı düzenleyen Tebligat Kanununun 12. ve 13. maddelerinin uygulanması da sözkonusu değildir. Muhatabın işyerine çıkarılan tebligatın aynı kanunu'nun 17. maddesine göre yapılması gerekmektedir. Ne var ki kendisine tebligat yapılacak kimse veya anılan madde uyarınca, tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse aynı kanunun 21/1 maddesi uyarınca tebligat yapılmalıdır.Konuya ilişkin tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina başlıklı 7201 Sayılı Tebligat Kanunun 21. maddesine göre; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler ( 10 ila 20. maddeler) mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır. Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir..” hükmünün yer aldığı, Tebligat Kanunu'nun ''Tebligat Mazbatası'' başlıklı 23.maddesinin 7.bendinde, tebligat mazbatasının; “21. maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara müteallik muamelenin yapıldığını, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebi '' ihtiva etmesinin zorunlu kılındığı,adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebi'' ihtiva etmesinin zorunlu kılındığı, ''Tebliğ mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi'' başlıklı Tebligat Yönetmeliğinin 35.maddesinin (f) bendinde ise, 30. ve 31. maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığının, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılacağının hüküm altına alındığı görülmüştür.Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını “tahkik etme” görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebligat Kanunu'nun 23/7. ve Tebligat Yönetmeliğinin 35/f bendi gereğince tebliğ mazbatasına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin, usulüne uygun olup olmadığı, hakim tarafından denetlenebilir. Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir. Tahkikatta muhatabın adresten kesin olarak ayrıldığının ya da öldüğünün veya tebligatın, tebliğ evrakında belirtilen tarihten önce yapılamayacağının anlaşılması halinde Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinin 2., 3., 4. ve 5. fıkraları gereğince işlem yapılacaktır. Bu itibarla; Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinde öngörülen şekilde ve maddede belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde, bu husus da belirtilerek, Tebligat Yönetmeliğinin 35.maddesi gereğince muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır. Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi, maddenin son cümlesinde açıkça belirtildiği üzere, iki numaralı fişin, yani ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihtir. Tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesi ve geçerli sayılabilmesi, tebliğ memurunun yukarıda açıklanan araştırmayı mutlaka yapmasına ve belgelemesine bağlıdır.Somut olayda, tüzel kişi adresine ve borçlu Murat Kum muhatap alınarak gönderilen tebligatın; "muhatabın tevziat saatlerinde adreste bulunmadığı, imzadan imtina eden komşusu Ali Kelle beyanından anlaşılmakla 11.06.2013 tarihinde TK'nun 21. maddesine göre ilgili mahalle muhtarlığına tebliğ edilerek, kapısına 2 no'lu ihbarname yapıştığı ve bahsi geçen komşuya haber verildiği" şerhi verilerek tebligat yapılmak istendiği görülmektedir. Ancak, tebliğ evrakında muhatabın adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığı, tevziat saatinden sonra dönüp dönmeyeceği hususları, yukarıda anlatıldığı üzere yöntemince araştırılmamış ve bu husus belgelenmemiş olduğundan tebliğ işlemi usulsüzdür. O halde mahkemece, Tebligat Kanununun 32. maddesi uyarınca muhatabın beyan ettiği ittıla tarihinin tebligat tarihi olarak kabulü ile tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi ve bu doğrultuda şikayetin sonuçlandırılması gerekirken, tebligatın usulüne uygun olduğundan bahisle yazılı şekilde şikayetin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.