Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26229 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 6533 - Esas Yıl 2014





Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekili ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Tazminat davasının dayanağını oluşturan Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.01.2013 tarih, 2011/322 Esas – 2013/22 Karar sayılı kararı ile davacı (sanık) hakkında ihaleye fesat karıştırmak suçundan beraat kararının (sanık) yönünden 03.04.2013 tarihinde kesinleştiğine dair kesinleşme şerhi mevcut ise de, Dairemizce temyiz incelemesi sırasında Uyap sistemi üzerinden yapılan incelemede, tazminat davasına konu kararın davacı (sanık) müdafi ve diğer sanıkların müdafilerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 24.06.2013 tarih, 2013/8895 Esas- 2013/7035 Karar sayılı kararı ile ihaleye fesat karıştırma suçu yönünden davaya katılma hakkı bulunan Maliye Hazinesinin duruşmalardan haberdar edildiğine ve kararın tebliğ edildiğine ilişkin bilgi ve belgeye rastlanılamadığı gerekçeleri ile eksikliklerin giderilerek iade edilmek üzere dosyanın mahalline gönderilmesi için tevdiine karar verildiği, kararın Maliye Hazinesi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 30.01.2014 tarih, 2013/14031 Esas- 2014/1050 Karar sayılı kararı ile anılan kararın esas yönünden incelenmeksizin usul yönünden bozulmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, tazminat isteminin dayanağı olan Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 30.01.2013 tarih, 2011/322 Esas – 2013/22 Karar sayılı kararının davacı (sanık) yönünden kesinleşip kesinleşmediği tespit edilerek, davacının hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,2- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kabule göre de;1- Davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak belirlenen net asgari ücret üzerinden hesaplanacak 2.595 TL’nin maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda, asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamada hafta sonu, dini ve milli bayram tatilleri nedeniyle indirim yapılıp brüt asgari ücret üzerinden yasal kesintilerin de hatalı şekilde yapılması suretiyle belirlenen 1.637,84 TL'nin hükme esas alınması suretiyle maddi tazminatın eksik tayini,2- Manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre, tazminat davasının kesinleştiği tarihe kadar davacının elde edeceği parasal değer ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacının tutuklu kaldığı süre dikkate alındığında hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayıp fazla tayini,Bozmayı gerektirmiş olup, davacı vekili ve davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.