Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Dosya kapsamından müştekinin zararının giderildiğine ilişkin bilgi veya belge bulunmadığı anlaşıldığından tebliğnamedeki 1 numaralı görüşe iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafii ve mahalli Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Sanığın idaresindeki otomobille, gündüz vakti, meskun yerde, bölünmüş yolda seyrederken, ışık kontrollü kavşağa kırmızı ışıkta girdiğinde, sağdan yola giden yayaya yaya geçidi üzerinde çarpması sonucu, yayanın hayati tehlike geçirecek, vücudunda birden fazla kemik kırığı oluşacak ve düşük yapacak şekilde yaralandığı olayda; tam kusurlu sanık hakkında temel ceza tayin edilirken, sanığın kusurunun yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı dikkate alınarak asgari hadden uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi2- Temel ceza üzerinden artırım yapılırken TCK'nın 61/2. maddesi gereğince öncelikle bilinçli taksir hükümlerinin uygulanması suretiyle yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,3- Müşteki hakkında düzenlenen adli raporda 12 haftalık gebeliğinin düşük sonucu zorunlu küretaj nedeniyle sonlandığı anlaşılmış olup, yaralanmanın niteliği dikkate alındığında sanık hakkında tayin edilen temel ceza üzerinden, bilinçli taksir hükümleri gereğince artırım yapıldıktan sonra TCK'nın 89/3-f maddesi gereğince bir kat artırım yapılması gerektiği, TCK'nın 89/2-b-e fıkralarının temel cezanın tayininde asgari hadden uzaklaşılması sırasında göz önünde bulundurulması gerektiği gözetilmeksizin, sanık hakkında tayin edilen temel ceza üzerinden TCK'nın 89/2-e maddesi gereğince yarı oranında artırım yapılması ,4- TCK'nın 51/1 maddesi gereğince cezanın ertelenmesine karar verildiği halde, TCK'nın 51/3 maddesi gereğince denetim süresi belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 19.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.