Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı (kadın) tarafından; kocanın davasının tamamı, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminatın miktarı yönünden, davalı-davacı (koca) tarafından ise;kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat, redddilen maddi tazminat isteği ile lehine hükmedilen manevi tazminatın miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-davalı (kadın)'ın tüm, davalı-davacı (koca)'nın aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.2-Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; davalı-davacı (koca)'nın, eşini annesi ile oturmaya zorladığı, davacı-davalı (kadın)'ın ise ayrılık süresinde eşine küfür ve hakaret ettiği saptamaları ile her iki tarafın kusurlu olduğu, ancak kusurlu davranışların ayrı ayrı zamanlarda gerçekleştiğinden bahisle eşit kusur kabul edilmeyeceği belirtilerek her iki davanın da kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı davacı kocanın, eşini anlaşamamalarına rağmen annesi ile aynı evde yaşamaya zorladığı, müstakil konut tahsis etmediği, buna karşılık davacı-davalı (kadın)'ın eşine ve annesine küfür ve beddua ettiği, eşine fiziksel şiddet uygulamaya çalıştığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylar karşısında birliğin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı-davalı (kadın)'ın, davalı-davacı (koca)'ya göre daha fazla kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerekir. Hal böyleyken davalı-davacı (koca)'nın ağır kusurlu kabulü ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-davalı (kadın) yararına , yoksulluk nafakasına (TMK md. 175) maddi (TMK md 174/1) ve manevi tazminata (TMK md 174/2) hükmedilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.3-Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmiştir. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK md.4, TBK md.50 ve 52) dikkate alınarak davalı-davacı (koca) yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelidir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) ve (3.) bentte gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Burcu'ya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran Öner'e geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.