İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8/3.maddesi gereğince İş Mahkemelerinden verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ancak; Yargıtay onama ya da bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunduğu hallerde, dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayalı olarak verilmiş onama ya da bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak, evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır. Dairemizin giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır.Maddi yanılgı kavramından amaç; Hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa, inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin Kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltilmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.Uygulamada zaman zaman görüldüğü gibi, Yargıtay denetimi sırasında uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık sürecinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda ve bunlara benzer durumlarda; yanlış algılanma sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür. Bu tür açık hatalarda ısrar edilmesi ve maddi gerçeğin göz ardı yapılması, yargıya duyulan güven ve saygınlığı sarsacağı gibi, Adalete olan inancı ortadan kaldırır ve yok eder.Bu nedenledir ki; Yargıtay; bu güne değin maddi yanılgının belirlendiği durumlarda soruna müdahale etmiş baştan yapılmış açık maddi yanlışlığın düzeltmesini kabul etmiştir. Kaldı ki kimi açık maddi yanılgıya dayalı ve yanlışlığı son derece belirgin haksız ve adaletsiz sonuçların giderilmesi kamu düzeni açısından zorunludur. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2002/10-895E ve 2002/838 K. 2003/21-425 E.ve 2003/441 K. sayılı kararları da bu doğrultudadır.Gerçekten temyiz incelemesi sonunda yerel mahkeme kararının, Dairemizin 19.06.2014 tarih, 2014/11904 Esas, 2014/114421 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşen taraflar arasındaki meslek hastalığı sonucu oluşan %31,2 oranındaki sürekli işgöremezlik nedeniyle açılan davada %100 oranındaki kaçınılmazlığın esas alındığının anlaşılmasına rağmen davalı tarafın bu konudaki kazanılmış hakkı dikkate alınmadan %85,83 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek sonuca gidilmiş olması gerekçesiyle bozulduğu, oysa usulünce alınmış bir kusur bilirkişi raporuna dayanmayan, davanın taraflarının beyanları ile ortaya çıkan kaçınılmazlığa ilişkin değerlendirmenin, görülmekte olan maddi tazminat davasında hükme esas alınamayacağı ortadadır. Hal böyle olunca yukarıdaki gerekçeyle bozulmasının maddi yanılgıya dayalı olduğu ve düzeltilmesinin gerektiği anlaşılmakla, Dairemizin 19.06.2014 tarih, 2014/11904 Esas, 2014/114421 Karar sayılı kararı kaldırılarak dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü;Dava nitelikçe; 10.10.2013 tarihinde meslek hastalığına bağlı olarak sürekli iş göremezlik oranının %31,20'den %58,00'e yükselmesi nedeniyle %26,80 oranındaki artan bölüm için maddi ve manevi tazminat istemine yöneliktir. Davanın bu niteliğine göre, mükerrer ödemeye ve sebepsiz zenginleşmeye yol açılmamak için, Sosyal güvenlik Kurumu tarafından bağlanan gelirlerin ilk peşin değeri ile varsa geçici iş göremezlik ödeneğinin, rücu edilebilecek kısmının hesaplanarak, bilirkişi raporunda belirlenen zarar tutarından indirilmesi gerektiği ortadadır. Kurumca rücu edilebilen peşin değer ise işveren ve üçüncü kişilerin kusurları ile sınırlıdır.Mahkemece meslek hastalığına bağlı olarak %26,2 oranında artan sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edilmesine rağmen, %58 oranındaki meslek hastalığının oluşumunda %14,17 oranında kaçınılmazlığın, %85,83 oranında davalı kusurunun etkili olduğunun kabulüyle sonuca gidilmesi isabetli değildir.Yapılacak iş, işçi sağlığı iş güvenliği konularında uzman bilirkişilerden %26,2 oranında artan sürekli iş göremezlik derecesine göre yöntemince rapor alınmak, alınan raporu mevcut delillerle birlikte değerlendirmek ve buna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ1) Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin isteminin kabulü ile, Dairemizin maddi hataya dayalı 19.06.2014 tarih, 2014/11904 Esas, 2014/114421 Karar Sayılı bozma ilamının ORTADAN KALDIRILMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde davacıya iadesine;2) Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.