Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2546 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6498 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 6. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/03/2014NUMARASI : 2013/129-2014/293Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira bedelinin tahsili için icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya kapsamına, toplanan delillere hükmün dayandığı gerekçelere göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davalı kiracı R.. H..'nun alacağa ilişkin temyiz itirazlarına gelince:Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.01.2005 başlangıç tarihli ve 31.12.2005 bitiş tarihli iş yeri sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmeyi kiracı R.. H.., Müşterek mütesilsil kefil olarakta B.. G.. ve İ.. Ç.. imzalamışlardır. Davacı vekili kiracı ve kefiller hakkında 01.11.2010 tarihinde başlattığı icra takibi ile ödenmeyen 2007 Ocak-2008 Nisan arası eksik ödenen kira bedeli, aylık 231 TL'den 2008 Mayıs-2009 Ağustos aylar arası kira bedeli toplam 3.955TL kira 569,61 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4524 TL'nin tahsilini istemiştir. Ödeme emri kiracı ve kefillere tebliğ edilmiş, borçlu davalılar süresinde verdikleri itiraz dilekçelerinde taşınmazın 01.01.2005 tarihinde kiralandığını yıldan yıla yenilendiğini 2008 yılında aylık kirayı 259 TL çıkarıp yeni bir kira sözleşmesi imzalanmasının istendiğini, idareye verilen cevapta yeni kira sözleşmesi yapmak istemediklerini ve taşınmazı 30.11.2007 tarihinde tahliye ettiklerini tahliye edilen yerle ilgili anahtar 06.05.2008 tarihli dilekçe ile takdim edildiğini, 2007 Kasım ayında tahliye edildiğinden aylık 20 TL'den 11 aylık kira farkı 220 TL'yi kabul ettiklerini kalan kira bedellerine itiraz ettiklerini beyan etmişlerdir. Davalı kiracı taşınmazı 30.11.2007 tarihinde tahliye ettiğini anahtarı da 06.05.2008 tarihinde idareye dilekçe ekinde gönderdiğini belirtmiş isede anahtarın teslim edildiği yazılı belge ile kanıtlayamamıştır. Anahtarın 22.08.2009 tarihli tahliye tutanagı ile davacı idare vekiline teslim edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle kiracı bu tarihe kadar kiralardan sorumludur. Davalı kiracı takibe konu 2007 Ocak-2008 Nisan aylar arası aylık 20 TL'den 11 aylık kira farkı 220 TL'yi kabul etmiş bu yönden alacak kesinleşmiştir. Mahkemece kabul edilen 220 TL'nin toplam alacaktan düşülerek kalan miktar ve bu miktara uygulanacak işlemiş faiz yönünden itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde takibe konu alacağın tümü üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi doğru değildir.3-Davalı müşterek ve müteselsil kefiller yönünden temyiz itirazlarına gelince:Davalı borçlular B.. G.. ve İ.. Ç.. sözleşmeyi müşterek ve müteselsil kefil olarak imzalamışlardır. Özel şartlarda”kefil müteselsil kefil sıfatına haiz olup sözleşmenin herhangi bir nedenle uzaması halinde kefilin kefaleti de kendiliğinden uzayacaktır” hükmüne yer verilmiştir. TBK 583(BK 484) maddesine göre Kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde düzenlenmesi ve kefilin sorumlu olacağı miktarın açıkça gösterilmesi gerekir.12.4.1944 tarih ve 14/13 sayılı içtihadı birleştirme kararın da”sözleşmede kefilin ödeyeceği muayyen bir miktarın gösterilmiş olup olmadığının ve sözleşme içeriğinden böyle muayyen bir miktarın anlaşılmasına olanak bulunup bulunmadığının hakim tarafından resen gözetilmesi gerektiği belirtilmiştir. Sözleşmenin özel şartlarında kefil müteselsil kefil sıfatına haiz olup sözleşmenin her hangi bir nedenle uzaması halinde kefilin kefaleti de kendiliğinden uzayacağı belirtilmiş isede kefilin gerek sorumlu olacağı süre ve gerekse sorumlu tutulacağı azami miktar gösterilmemiştir. Takibe konu alacak sözleşme süresi bittikten sonraki döneme 2007 -2009 yıllarına ait ödenmeyen kira bedelleri olduğundan takibe konu kira paralarından kefillerin sorumlu tutulmasına olanak bulunmamaktadır.bu nedenle kefiller hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kefiller hakkında da davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda 2 ve 3 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.