MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : İhmali davranışla bebeğini kasten öldürmeye teşebbüsHÜKÜM : TCK.nun 83/1-2-3, 35/2, 62 maddeleri uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası1-)Yokluğunda verilen gerekçeli kararın şikayetçi ... Bakanlığı Bingöl İl Müdürlüğü vekiline 18.01.2016 tarihinde tebliğ edildiği, kurum vekilinin CMUK'nun 310. maddesinde öngörülen yedi günlük yasal süre geçtikten sonra 26.01.2016 tarihinde temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmakla, temyiz isteminin CMUK'nun 317. maddesi uyarınca reddine,2-)Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ...'nın yeni doğan bebeğine karşı eyleminin sübutu kabul, cezayı azaltıcı takdiri indirim sebebinin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle değerlendirilip kısmen reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bozma nedenleri dışında isabetsizlik görülmediğinden, sanık müdafiinin sübuta yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddine;Ancak;a-Sanığın, doğumdan hemen sonra dere yatağına bıraktığını iddia ettiği mağdurun, bırakıldığı yerde beş gün sonra bulunduğunda götürüldüğü Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesinde görevli uzman doktor tarafından düzenlenen 31.08.2013 tarihli, 42242 sayılı rapor ile Adli Tıp Kurumu Bingöl Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 13.02.2014 tarihli ve 40 sayılı rapor arasında, mağdurun yaşamsal tehlike geçirip geçirmediği konusunda çelişki bulunduğu anlaşılmakla; ilk raporu düzenleyen uzman doktorun düzenlediği raporun içeriği konusunda tanık sıfatıyla ifadesinin alınmasından sonra, mağdura ait tüm tedavi evrakının dosyası ile birlikte Adli Tıp Kurumuna gönderilerek, mevcut bulgulara göre mağdurun TCK'nun 86. maddesi kapsamında raporunun aldırılması, vücudunda tespit edilen ekimotik lezyonların, mağdura karşı gerçekleştirilen şiddet sonucu mu yoksa doğum sırasında yada açık alanda bir süre kalmasından mı kaynaklandığının belirlenmesi, sanığın, koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan yeni doğan ve yaşı itibariyle kendisini savunamayacak durumda bulunan mağdura karşı herhangi bir şiddet uygulamaksızın ıssız bir yere kendi haline bıraktığının tespit edilmesi halinde eyleminin TCK'nun 97. maddesinde düzenlenen terk suçunu oluşturup oluşturmayacağının karar yerinde tartışılması suretiyle sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması,b-24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında mahkemenin bu madde ile yaptığı uygulama,Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafii ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, sanık hakkında kurulan hükmün BOZULMASINA, 23/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.