Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayetçi 28.11.2012 tarihli icra mahkemesine başvurusunda; İİK.nun 89. maddesi uyarınca gönderilen birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini ileri sürerek şikayette bulunduğu, mahkemece tebligatların usulüne uygun olarak yapıldığı gerekçesi ile istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Şikayetçiye gönderilen haciz ihbarnamelerine ilişkin tebligatların incelenmesinde; mernis adresi açıklaması Hamidiye mahallesi, Milli Egemenlik Caddesi ........... Merkez/Malatya adresine çıkarıldığı ve Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre 27.08.2012 tarihinde, ardından aynı adrese gönderilen 89/2-89/3 ihbarnamelerinin de aynı şekilde Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre 24.09.2012 ve 01.11.2012 tarihlerinde yapıldığı anlaşılmıştır.Tebligat Kanunu'nun 10. maddesine eklenen ikinci fıkrasında gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Muhatabın adresi takip alacaklısı (veya davacı) tarafından bildirilecek ve normal tebligat çıkarılacaktır. Bildirilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adresi olması arasında fark bulunmamaktadır. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, tebligat, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre çıkarılacaktır. Tebligat Kanunu'nun 10/2 ve 21/2. maddelerini farklı şekilde yorumlayarak başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddeye göre tebligat çıkartılması doğru olmaz. Bu davaranış Anayasanın 36. Maddesine aykırı olur ve muhatabın savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelir. Hem yasa metninde, hem yasanın uygulanmasını gösteren yönetmelikte ve hem de madde gerekçesinde muhatabın sadece adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bilinen adres olarak bildirilmesi halinde doğrudan doğruya TK'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağı açıklamasına yer verilmemiş, bilakis bildirilen adrese tebligat yapılamaması halinde 21/2. maddeye göre tebligat yapılacağı önemle vurgulanmıştır. Adres kayıt sistemindeki adres, tebligat yapılamayacağı açıkça anlaşılan bir adres olmadığı için öncelikle normal bir tebligat çıkartılarak, Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesinde ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30. maddesinde muhatap lehine olan araştırmaların yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işleminin yerine getirilmesi gerekir. Somut olayda şikayet konusu yapılan tebligatların, TK.'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek, şikayetçiye önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2 maddesine göre çıkartıldıklarından bu tebligatların yukarıda anlatılan nedenlerle usule aykırı oldukları görülmüştür. O halde mahkemece 89/1. haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin 7201 Sayılı Yasanın 32.maddesi de gözetilerek öğrenme tarihine göre düzeltilmesine, usulüne uygun olarak 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ edilip, sonucu beklenmeden 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağından veya çıkarılırsa bile hükümsüz sayılacaklarından dolayı anılan haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddi isabetsizdir.SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.