Davacı vekili, müvekklinin kısaca F1 olarak bilinen dünyaca ünlü FORMU-LA 1 otomobil yarışları ili ilgili markaların sahibi olan şirket olduğunu, 2003 21831 sayı ile tescilli FORMULA 1, 2003 21831 sayı ile tescilli Fİ FORMULA 1 logo ve 2003 21829 sayı ile tescilli F1 markalarının TPE tarafından tanınmış marka ilan edildiğini, davalının 2001 00206 sayılı FORMUL A-1 markasını 3. ve 5. Sınıfta yer alan mallar üzerinde tescil ettirdiğini, müvekkilinin FORMULA 1 markasının dünyanın en tanınmış markaları arasında yer aldığını, toplumda yüksek tanınmışlık seviyesine ulaşmış olduğunu ve gerek Paris Sözleşmesinin1. mükerrer 6. maddesi gerek de 556 s. KHK'nın 7/1 (i) ve 8/4 maddeleri anlamında koruma altında olduğunu, davalının FORMULA 1 markasının toplumda ulaştğı yüksek tanınmışlık seviyesinden haksız yarar elde edebileceğini ve müvekkil markasının itibarı ve ayırt edici karakterini zedeleyebileceğini, davalının dava konusu markayı kullanmamış olması nedeni ile de tescilin hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini; davalının Formula 1 markasını halihazırda otomobiller için koku verici ve koku gidericiler üzerinde kullandığını, bu markayı tescil kapsamındaki diğer mallar üzerinde kullanmadığını, davalının dava konusu tescili elde etmekte kötü niyetli olduğunu, davalının imal ettiği ve/veya pazarladığı diğer ürünler için farklı markalar kullandığını, ancak otomobiller için ürettiği mallar üzerinde Formula 1 markasını kullandığını, böylelikle bu markanın itibarından faydalanma gayesinde olduğunu ileri sürerek, dava konusu 2001 00206 sayılı marka tescilinin hükümsüzlüğüne ve markalar sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, Fİ, Formula 1 işaretleri ile tüketiciye sunulan ticari bir değeri haiz mal ve hizmetin bulunmadığını, Formula 1 araba spor yarışının marka olmadığını, kötü niyetle hareket edenin davacı olduğunu, Grand Prix araba yarışının ülkemizde ilk defa 2005 yılında düzenlendiğini, müvekkilinin 2001 tarihinde TPE nezdinde tescil için başvurduğunu, beş yıllık hak düşümü süresi içinde davanın açılmadığını savunarak, davanın yetki ve esas yönünden reddini istemiştir.Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, davaya konu markanın tescil tarihinden itibaren dava tarihine kadar 5 yıldan fazla süre geçtiği, davanın 5 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, davalının başvuru sırasında davacının markasının tanınmış marka statüsünde olduğu, ancak davacının davalının tescil başvurusundan haberdar olduğu, TPE nez-dinde yapmış olduğu itirazı davacının 04.04.2002 günü geri çektiği, tescile itirazını geri çekerek zımni de olsa tescile muvafakat gösterdiği, bu nedenle davacının davalının kötü niyetli olduğunu ileri sürmesinin MK'nın 2.maddesi-ne uygun olmadığı, 556 KHK 14, 42/c md. Uyarınca iptal/hükümsüzlük istemi hakkında hüküm kurulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Dava, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemine ilişkin olup, davacı taraf davasını önceki hak sahipliği, davalının tescilinde kötüniyetli olması ve ayrıca davalının dava konusu markayı beş yıllık süre içerisinde kullanmaması nedenlerine dayandırmış olmasına rağmen, mahkemenin de açık kabulünde olduğu üzere, davacı tarafın anılan son hükümsüzlük iddiası ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇYukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 900.00 TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.