Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2503 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 520 - Esas Yıl 2016





T.C.D A N I Ş T A YONBEŞİNCİ DAİRE Esas No : 2016/520Karar No : 2016/2503Karar Düzeltme İsteminde Bulunan (Davacı) : Vekili : Mansuroğlu Mah. 288/1 Sk. Bakırcıoğlu Apt. No-6 Kat-7 Daire-19 Bayraklı/İZMİRKarşı Taraf (Davalı) : Sağlık Bakanlığı (İzmir Eğitim Diş Hastanesi Yöneticiliği)İstemin Özeti : Danıştay Onbeşinci Dairesi'nin 21/10/2015 tarih ve E:2015/8083, K:2015/6346 sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek anılan kararın düzeltilmesi istenilmektedir.Savunmanın Danıştay Tetkik Hakimi : Menekşe Bozoğlu KarağaçDüşüncesi : Karar düzeltme isteminin kabulü ile temyiz istemine konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.TÜRK MİLLETİ ADINAHüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce, karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen hususlar Dairemizin 21/10/2015 tarih ve E:2015/8083, K:2015/6346 sayılı kararının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görüldüğünden, karar düzeltme istemi kabul edilerek ve anılan karar kaldırılarak temyiz istemi yeniden incelenmek suretiyle işin gereği görüşüldü:Dava; davacının 28/01/2014 tarihinde ve sonrasında, İzmir Eğitim Diş Hastanesi'ndeki tedavisinde bir kısım dişlerinin hatalı olarak çekildiği, diğer bir kısmına da yanlış tedavi uygulandığı belirtilerek idarenin hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle maddi ve manevi zararının tazmini istemiyle açılmıştır.İzmir 4.İdare Mahkemesi'nce; 2755 sayılı Kanun'un 13. maddesi uyarınca idari eylemden hakkının ihlal edildiğini iddia eden davacının, eylem tarihinden itibaren 1 yıl içinde 15/01/2015 tarihinde zararının tazmini istemiyle idareye başvuru yaptığı görülmekle birlikte, talebi hakkında 60 gün içinde cevap verilmemesi üzerine, bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde işbu davanın açılması gerekirken 25/06/2015 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Kişinin Hakları ve Ödevleri" başlıklı II. Bölümünün, "Hak Arama Hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesinde; herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma haklarına sahip olduğu hükmüne yer verilmiştir.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinde dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, bu sürenin idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı kurala bağlanmış, aynı Kanunun 13/1. maddesinde de; "İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir." hükmüne yer verilmiştir.Adli süreçlerde tektipliği öngören usul kuralları ve bu kapsamda başvuru süreleri, başvurucular açısından keyfilikten uzak, eşit muamele imkanı yoluyla öngörülebilirlik sağlamakta, böylece hukuki güvenliği temin etmektedir. Ancak adli süreçte istikrarı sağlamak için getirilmiş prosedürlerin, hakkın özünü ortadan kaldıracak ve kişinin mahkemeye erişimini engelleyecek şekilde uygulanmamasına dikkat edilmesi gerekmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesinde, mahkemeye erişim hakkına açıkça yer verilmemişse de maddenin (1) numaralı fıkrasındaki "herkes medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, ... bir mahkeme tarafından davasının ... görülmesini istemek hakkı..." ifadeleri çerçevesinde ve hakkın doğası gereği mahkemeye erişim hakkını da kapsadığının kabulü gerekir. Anayasa Mahkemesinin 07/01/2013 tarih ve B. No:2012/791 numaralı kararında ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin B. No:36533/04 numaralı Mesutoğlu-Türkiye kararında; mahkemeye erişim hakkının mutlak olmadığı, bazı sınırlamalara tabi tutulabileceği, bununla birlikte getirilen kısıtlamaların, hakkın özünü ortadan kaldıracak ölçüde kişinin mahkemeye erişimini engellememesi gerektiği, mahkemeye erişim hakkına getirilen bu tür sınırlamaların ancak meşru olması halinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/1. maddesi ile bağdaşabileceği, bu ilkelerden hareketle, dava açma hakkının doğal olarak yasayla belirlenen şartları olmakla birlikte, mahkemelerin yargılama usullerini uygularken bir yandan davanın hakkaniyetine halel getirecek kadar abartılı şekilcilikten, öte yandan kanunla öngörülmüş olan usul şartlarının ortadan kalkmasına neden olacak kadar aşırı bir gevşeklikten kaçınılmaları gerektiği belirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinden; davacının, 28/01/2014 tarihinde ve sonrasında, İzmir Eğitim Diş Hastanesi'ndeki tedavisinde bir kısım dişlerinin hatalı olarak çekildiği, diğer bir kısmına da yanlış tedavi uygulandığı belirtilerek idarenin hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle davalı idare nezdinde 15/01/2015 tarihinde tazminat istemiyle yaptığı başvurunun, zımnen reddi üzerine maddi ve manevi zararlarının tazmini istemiyle 25/06/2015 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Temyiz istemine konu Mahkeme kararı ile davacının talebi hakkında 60 gün içinde cevap verilmemesi üzerine, bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde işbu davanın açılması gerekirken 25/06/2015 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından, Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nun 35139832/180 sayılı yazısı ile, kurumlarına iletilen dilekçenin gereği yapılmak üzere İzmir Güney Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği'ne gönderildiğinin Şubat ayı içerisinde davacıya tebliğ edildiği, anılan belgenin kesin cevabı içermemesi ve evrağın ilgili birime yönlendirildiğinin belirtilmesi nedeniyle kesin cevabın verilmesinin beklenildiği, kesin cevap verilmemesi üzerine 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 10/2. maddesi gereği 6 aylık yasal süre içerisinde dava açıldığı iddialarıyla anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.Davacı vekili tarafından, davacıya bildirilen Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nun 35139832/180 sayılı yazısına istinaden talebinin değerlendirilmek üzere İzmir Güney Bölgesi Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğine gönderilmesi nedeniyle anılan kurumdan cevabın gelmesinin beklenildiği belirtilmektedir.Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'nun 35139832/180 sayılı yazısının, davacıda, talebinin ilgili birime iletildiği ve ilgili birimce talebinin değerlendirileceği yönünde kanaat oluşturması nedeniyle, 2577 sayılı Kanunun 13. maddesi uyarınca sürenin başlangıcı olarak Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun anılan yazısının davacıya tebliğ edildiği tarihin esas alınması gerekmektedir.Bu durumda, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun anılan yazısının, davacıya tebliğ edildiği tarihin davalı idareden sorulmak suretiyle, şayet anılan yazının davacıya tebliğ edildiği tarihten itibaren 60 gün içinde cevap verilmeyip oluşan zımni ret üzerine dava açma süresi içinde dava açılmış ise ya da davalı idarece anılan yazının davacıya tebliğ edildiği tarihi gösterir belge sunulamaması durumunda davanın süresinde açıldığı kabul edilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacı temyiz isteminin kabulü ile İzmir 4. İdare Mahkemesi'nin 01/07/2015 tarih ve E:2015/1007, K:2015/1111 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, 11/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.