MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ECRİMİSİLTaraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'nın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.Davacı ... idaresi, ... Vakfı adına kayıtlı 19 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından haksız olarak işgal edildiğini ileri sürerek 1.1.2012 – 31.11.2012 tarihleri arası dönem için 3.465,00 TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir.Davalı, dava konusu yerin ... Camiinin lojmanı olduğunu ve anılan camiinin görevlisi bulunduğunu, vakfiye amacına uygun kullanıldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, vakıf adına kayıtlı taşınmazı davalının kullanımının haksız olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 121 m² yüzölçümlü 19 parsel sayılı taşınmazın "ahşap ev" niteliği ile tesis kadastrosu sonucu 31.10.1939 tarihinde ... Vakfı adına sicil kaydının oluştuğu, komşu 4 parsel sayılı taşınmazın ise cami niteliği ile aynı vakıf adına kayıtlı bulunduğu, ... Valiliğinin 9.12.2011 tarih 15829 sayılı yazısı ile davalının ... Camii Müezzin-Kayyımı olarak görevlendirildiği, ... Kaymakamlığı İlçe Müftülüğünün ilgili kurumlara gönderdiği belgelerde, ... Camiinin müftülüğe bağlı kadrolu cami olduğu, caminin lojmanının 1. katında davalının ikamet ettiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği gibi ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır.Öte yandan; ... Genel Müdürlüğünün 14.9.2001 tarih ve 2001/20 sayılı genelgesi uyarınca vakfiyelerde meşrutahane olarak kullanılacağı hususunda hüküm bulunan meşrutahanelerin, vakfiye şartlarına uygun olarak kullanılmasına ya da vakfiyelerde meşrutahane olarak kullanılacağına dair hüküm bulunan, ancak yıkılmış sonradan özel veya tüzel kişiler tarafından aynı yere yapılan ve meşrutahane olarak kullanılan binaların öncelik sırasına göre meşrutanın vakfiye şartlarına uygun olarak kullanılmasına karar verildiği görülmektedir.Somut olaya gelince; ... Vakfına ait vakfiye kaydının bulunduğu, şahsiyet kayıt örneğinde ise 624 numaralı defterin 478. sahifesinde 431 sıra numarasında kayıtlı olduğu, çekişme konusu taşımazın kadastro tespit tutanağının ekinde bulunan 11.10.1939 tarihli belgede; mülkün meşrutahane olduğu ve iktisap nedeni olarakta " ... Vakfından ... Camişerif sokağında kain 16 sayılı meşrutahaneye ait resmi kayda göre mezkur evin vakıf namına tespitinin" talep edildiği yönünde kayıt düşüldüğü, ayrıca ... Müdürlüğünün 3.1.1940 tarihli yazılarında da taşınmazın meşrutahane olduğu belirtilmiştir.Ne var ki; mahkemece hüküm kurmaya yeterli araştırma ve inceleme yapıldığı söylenemez.Hâl böyle olunca; mahkemece ... Genel Müdürlüğünün yukarıda açıklanan genelgesi doğrultusunda araştırma yapılması, taşınmazın meşruta olup olmadığı, vakfiye şartlarına uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi, binanın ilk yapıldığı haliyle muhafaza edilip edilmediği ya da yıkılıp yeniden inşaa edilmiş olup olmadığının saptanması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.