Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2485 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5305 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİTaraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dilekçesi ile; davalı ... ve dava dışı ... Şirketlerinin davacı İdare ile ihale yoluyla çeşitli işler yaptıklarını, her iki şirketin hissedarı ve müdürünün Ali Rıza Özkan olduğunu, davacı tarafından 10 kod numaralı ... Mahallesi orman yolu yapım işinin ... Şirketi'ne ihale edildiğini, ihale bedeli olan 37.320.50 TL'lik miktarın her iki şirketin isim benzerliğinden dolayı sehven ...'ne ait ... Bankası ...-... numaralı hesabına 23.10.2012 tarihinde yatırıldığını, idarece bu husus farkedilerek 07.02.2013 tarihli ihtarname ile 10 gün içerisinde paranın iadesinin talep edilmesine rağmen, ödemede bulunulmadığını iddia ederek sehven yatırılan paranın yatırıldığı tarihten itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesi ile; her iki şirketin de davacıdan alacaklı olduğunu,sehven yapılan ödemenin ... hesabından çekilerek alacaklı ... Şirketi işlerinde kullanıldığını, zaten davacı tarafından sehven ödenen paranın davacıya ait bir para olmayıp zaten başka bir tüzelkişiye ödenecek borçlanılmış bir para olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davacı kurumun ihale alacaklısı olan ... Şirketi'ne 37.320,50 TL'lik hak ediş bedelini yatırması gerekirken hataen meblağın ... hesabına yatırdığı, hatanın her iki şirketin isim benzerliği ve şirketi temsile yetkili kişilerin aynı kişi olması nedeniyle gerçekleştiği, yapılan ödeme ve miktarın tarafların kabulünde olduğu, her ne kadar zenginleşilen miktar dahilinde davacının alacak hakkı bulunsa da dava dışı sözleşme alacaklısı olan ... Şirketi'nin davacı kurumun yaptığı ödeme dolayısı ile şirketler arası mahsuplaşıldığı ve davacı kurumdan sözleşme uyarınca hak talep edilmeyerek 37.320,50 TL'lik borç için davacının ibra edildiğinin temsile yetkili Mustafa Özkan tarafından bildirildiği, böylelikle yargılama sırasında dava dışı sözleşme alacaklısının alacak hakkından vazgeçmesi ve şirketler arası mahsup işlemi dolayısı ile davacının yaptığı ödeme nedeniyle borcundan kurtulduğu, davalı şirketin aktifinde meydana gelen artışın da ortadan kalktığı, sebepsiz zenginleşme şartlarının yargılama sırasında ortadan kalktığından davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalının hataen yapılan ödemeyi geri vermek istemesine rağmen davacı kurum yetkililerince tahsil işlemi yapılmadığı anlaşıldığından davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafça yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.1-Hüküm tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 331. maddesine göre; ''Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder.Davanın açılmamış sayılmasına karar verilen hâllerde yargılama giderleri davacıya yükletilir.''Somut olayda; davalı davayı kabul etmemiş, cevap dilekçesi ve aşamalarda davanın reddini talep etmiştir. Ne var ki dava dışı ... Şirketi temsilcisi tarafından dosyaya sunulan 02.12.2013 tarihli dilekçe ile dava konusu tutarın davalı şirket ile mahsuplaşılacağı, davacı idarenin ibra edildiği, bu tutar konusunda davacı taraftan herhangi bir hak talep etmeyeceklerinin beyan edilmesi üzerine mahkemece dava konusuz kaldığından talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu hali ile davalı tarafın davanın açılmasına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek, salt davalı şirket temsilcisinin duruşmadaki beyanı esas alınarak, davalının hataen yapılan ödemeyi geri vermek istemesine rağmen davacı kurum yetkililerince tahsil işlemi yapılmadığının kabul edilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.2-Yine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesine göre; ''Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulh nedenleriyle; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonra giderilirse tamamına hükmolunur.''Somut olayda ise mahkemece; yukarıda anılan madde hükmüne göre değerlendirme yapılmadan, kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olması da doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.