Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24746 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11365 - Esas Yıl 2013





Dosya incelenerek gereği düşünüldü;Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu, nitelikli hâl saymıştır.Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır.Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkânını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır.Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten süjelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların,ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır.Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için; failin bir malın zilyedi olması, malın iade edilmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere faile rızayla tevdi ve teslim edilmesi, failin kendisine verilen malı, veriliş gayesinin dışında, zilyedi olduğu malda malikmiş gibi satması, rehin etmesi, tüketmesi, değiştirmesi veya bozması ve benzeri şekillerde tasarrufta bulunması ya da devir olgusunu inkar etmesi şeklinde, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir.Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi hâlinde, nitelikli hali oluşmaktadır.Sanık ..’nin katılanın sahibi ve yöneticisi olduğu ...de şirketin muhasebecisi olarak görev yaptığı ve katılanın ... ile yine sahibi bulunduğu.. adına çek keşide etmeye yetki verdiği, sanıklardan ...’in de daha önce katılana ait ..’nin diyaliz merkezinde başhemşire olarak çalıştığı, sanık...’in kardeşi olan sanık ..adına... adı altında işyeri kurduğu, sanık...’in kendisinin bu güzellik merkezine Medi-kim isimli firmadan... cihazı aldığı ancak bu alışveriş karşılığında çekleri bulunmadığından ve nakit ödeme de yapamadıklarından sanık ...den yardım istediği, sanık...nin o dönem katılanın sahibi olduğu... adına çek keşide etme yetkisini kullanarak ... Bankasına ait 30.000 TL meblağlı 29/01/2010 keşide tarihli... numaralı çeki bu yetki ve vekaletnamesine dayanarak keşide edip sanık...’ya verdiği ve...’nın da çeki cirolayıp cihaz aldıkları Medi-kim şirketine verdikleri, çekin süresinde ödenmemesi üzerine işleme konulmaması için yine sanık...nin bu kez katılana ait olan ancak herhangi bir yetkisi bulunmadığı... adına... Bankasında bulunan hesabına ait 19/02/2010 keşide tarihli ve 30.000 TL meblağlı, 48073 nolu çeki yetkisiz bir şekilde keşide ederek verdiği ve borçların zamanında ödenmemesi nedeniyle bu kez sanık...’in tekrar sanık...den yardım istemesi nedeniyle sanık...nin emanette kayıtlı 10/03/2010 keşide tarihli .. Merkezi İktisadi İşletmesi’nin katılanın şirketi olan .. şirketi emrine vermiş olduğu ... çek nolu ve 78.847 TL meblağlı çekin arkasını yetkisi olmaksızın ciro ederek verdiği, daha sonra ... isimli şirkete olan borcun ödenmesi üzerine şirketin çekleri iade ettiği, katılanın başkaca çeklerinin kaybolduğundan bahisle yaptığı şikayet üzerine durumun anlaşıldığı olayda;1- Sanıklar hakkında nitelikli dolandırıcılık, sanıklar... ve... hakkında resmi belgede sahtecilik ve sanık Hulusi hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarından verilen hükümlere yönelik incelemede;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,2- Sanık Hulusi hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen hükme yönelik incelemede;Sanığın katılana ait 4 şirkette 7 yıldır vekaleti ile yetkili olarak çalıştığını ve vekaletine dayanarak çekleri verdiğini savunması, 03/03/2010 tarihli .... Noterliği’nin ... yevmiye numaralı azilnamede katılana ait olan ... 19.04.2005 taihinde ....Noterliğinin ..yev. numarasına kayıtlı, 23.05.2005 tarihinde... Noterliği'nin ... yev. numarasına kayıtlı, 12.12.2005 tarihinde....Noterliği'nin ... yev numarasına kayıtlı, 22/05/2006 tarihinde... Noterliği'nin...yev numarasına kayıtlı olarak sanığa verilen ve bunlardan başka noterlerde verilen tün vekaletnamelerin azledildiğinin bildirilmesi karşısında; gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti için azilnamede belirtilen vekaletnamelerin getirtilerek ve başkaca vekaletname bulunup bulunmadığı araştırılarak sanığın ...’de çek keşide etme yetkisinin bulunup bulunmadığı denetime olanak verecek şekilde belirlendikten sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.