Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24687 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12219 - Esas Yıl 2014





Davacı, kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hüküm süresi içinde davalılar avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:KARAR : Anayasa'nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.un 27. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının ( hukukî dinlenilme hakkının ), ihlâlidir.HMK.un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden sözedilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.Somut olayda Mahkemenin gerekçeli kararında dava dilekçesi kısaca özetlenmiş, davalının savunmalarının ne olduğu yazılmadan, soyut biçimde “ Davalı davanın reddini istemiştir “ şeklinde bir açıklama yapılmış, delillerin ne olduğu açıklanmamış, iddia ve savunma ve deliller irdelenmemiş, gerekçe olarak “ Tüm deliller ve dosya kapsamı göz önüne alındığında davacının davalıya ait işyerinde çalışırken emekli olduğu görülmekle işçilik alacaklarına hak kazandığı görülmüştür. " şeklinde soyut bir açıklama yazılmıştır.Mahkemenin gerekçeli kararı yukarıda içeriği belirtilen HMK. nun 297. Maddesine uygun değildir.Mahkemece davacının iddiaları kısaca açıklanmış ise de, davalının savunmalarının ne olduğu yazılmamış, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller belirtilmemiş, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri açıklanmamış, kıdem tazminatı dışındaki taleplere ve kabule etken hizmet süresi, ücret vb. hususlara ilişkin dosyaya özgü gerekçe oluşturulmamıştır.Sonuç olarak Mahkemenin T.C. Anayasası' nın 141. Maddesinin amacına ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesine uygun olmadığı anlaşılan kararının bozulması gerekmiştir.SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.