Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2463 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7840 - Esas Yıl 2015
Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDava, iş kazası sonrası meydana gelen ölüm olayı nedeniyle davacı eş, anne, baba ve kardeşlerin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, davacı eş . yönünden 76.732,00 TL Maddi, 75.000 TL Manevi, davacı anne ve baba için ayrı ayrı 25.000 TL'şer Manevi, davacı kardeşler için ayrı ayrı 5.000 TL Manevi Tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacılar murisi sigortalı 27.01.2012 tarihinde taş kırma makinesinde çalıştığı esnada, iş kazası geçirerek vefat ettiği, SGK Teftiş Kurulu başkanlığı tarafından olayın iş kazası kabul edildiği, Mahkemece bilirkişi heyetinden alınan kusur raporu ile ek raporunda davalı işveren şirketin %70 oranında kusurlu olduğu, kazalı işçinin ise %30 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.İş kazalarında olay, İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik İlkeleri çerçevesinde değerlendirilmeye tabi tutulmalıdır. İşverenin iş kazası sonucu meydana gelen zarar nedeniyle hukuki sorumluluğu yasa ve içtihatlarla belirlenmiş olan ayrık haller dışında ilke olarak iş aktinden doğan işçiyi gözetme ( koruma ) borcuna aykırılıktan kaynaklanan kusura dayalı sorumluluktur. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlü olduğu İş Kanunu'nun 77. maddesinin açık buyruğudur.İş kazasından doğan tazminat davalarının özelliği gereği, İş Kanunu'nun 77. maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işverenin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü'nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelenmek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde belirlenmelidir. (Hukuk Genel Kurulunun 16.06.2004 gün ve 2004/21-365 E.-369 K.sayılı kararı da aynı yöndedir )Somut olayda, kazalı 'ın vefatı nedeniyle sayılı dosyasında bilirkişi heyetinden alınan 16.06.2013 tarihli raporda ise kazalının asli kusurlu olarak kabul edildiği ve aynı olaya ilişkin kusur raporları arasında çelişkinin bulunduğu anlaşılmaktadır.Yapılacak iş; zararlandırıcı olay tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunu'nun 77. maddesinin öngördüğü koşullar göz önünde tutularak, Ceza Dava Dosyasının dosya arasına getirtilerek, dosyanın konusunda uzman 3 kişilik iş güvenliği uzmanlarından oluşturulacak bilirkişi heyetine incelettirilerek, raporlar arasında çelişki giderilmek suretiyle olayın oluşuna uygun tarafların kusur ve sorumluluklarının belirlenerek sonuca gidilmesiyken; yetersiz raporu hükme esas alarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 22.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.