Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2440 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1707 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : İstanbul 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/03/2014NUMARASI : 2013/1109-2014/231İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Davacı alacaklılar tarafından, davalı borçlular aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine, davalı borçluların itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklılar icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, her iki istemin reddedilmesi üzerine karar davacı alacaklılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı alacaklılar, taraflar arasında düzenlenmiş 01.05.2012 tarihli sözleşmeye dayalı olarak 16.05.2013 tarihinde yapmış olduğu icra takibi ile Ekim 2012- Nisan 2013 arası kira paralarının tahsilini istemiştir. Takibe yasal süresi içinde itiraz eden borçlu davalılar, kiralanan mecurun kiralayan tarafından sözleşme şartlarına aykırı şekilde halı ile kaplanıp ramazan ayı boyunca mescit olarak kullanıldığını, spor yapmaya gelen üyelerin bu durum karşısında kayıtlarını sildirdiğini, kapalı yüzme havuzunun ilaçlanması, bakımı ve temizliğinin kendisi tarafından yapılmasına rağmen havuzun suyu boşaltılarak çalışmalarının sekteye uğratıldığını belirterek itiraz etmiştir. Davalı borçlular itirazında, icra takibinde dayanılan sözleşme altındaki imzalarını açık ve kesin olarak reddetmemişlerdir. Davalı borçluların bu şekildeki itirazı borca itiraz niteliğindedir. İİK.nun 269/2 maddesi hükmüne göre borçlu itirazında sözleşmeyi ve sözleşmedeki imzasını açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılır. Davalı borçlular takibe itirazlarında açıkça ve ayrıca sözleşmedeki imzalarına ve alacağın miktarına karşı çıkmadığına göre kira ilişkisi ve takip konusu miktar kesinleşmiştir. Uyuşmazlıkta yargılamayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Alacaklı davacıların, itiraz üzerine icra takibinde dayandığı sözleşmeye istinaden itirazın kaldırılması ve tahliye istemesinde bir usulsüzlük yoktur. Bu itibarla mahkemece, işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde yargılamayı gerektirdiğinden bahisle istemin reddine karar verilmesi doğru değildir.Karar bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK'nın 428 ve İİK'nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 11.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.