Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24338 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6064 - Esas Yıl 2011





Somut olayda; tanık beyanlarının çelişkili olması, çalışılan iş yerinin niteliğinin, özellikle davacı tarafından yapılan işin devamlılık arz eden bir iş olup olmadığı ile sezonluk niteliğinde olup olmadığının kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmemiş olması, bu husus açıklığa kavuşturulmadan çalışma sürelerinin saptanmış olması isabetli bulunmamaktadır.Öte yandan, askerlik süresi içerisinde aynı işveren emrinde çalışmak koşuluyla hizmet akdi askıya alınmış sayılır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı işyerine askerliği müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez. Mahkemece bu hukuksal olgunun gözetilmesi gerekirken somut olayda 20.05.1987-01.06.1993 tarihleri arasında ki çalışmanın askerlik nedeniyle hak düşürücü süreye uğradığından bahisle reddi hatalıdır.Mahkemece yapılacak iş; işyerinin bulunduğu semt itibarı ile iş yerinde satışı yapılan yiyeceklerin yaz-kış tüketilen yiyeceklerden olup olmadığı, dondurma satışının olmadığı veya azaldığı kış aylarında iş yerinin açık olup başka yiyeceklerin satılıp satılmadığı, aynı işyeri hakkında başka şahıslarca aynı dönemlerde çalışma iddiasıyla hizmet tespiti davalarının açılmış olduğuda dikkate alınarak işyerinin nitelik, kapsam ve kapasitesine göre işin yürütülmesi için gerekli olan sigortalı sayısının ne kadar olacağı, işin süreklilik arz edip etmediğini, sezonluk nitelikte ise davacının tespitini istediği dönemdeki çalışmasının davacının yaşı da dikkate alınarak sezonluk mu yoksa çalıştığı bölüm itibarı ile tüm senelik mi olduğu, iş mevsimlik ise sezonun başlama ve sona erme tarihlerinin, gerektiğinde mahkemece keşif yapılarak ve ihtilaflı dönemin tamamında çalışması bulunan bordro tanıkları dinlenerek bunların ifadeleri ile yeti-nilmemesi halinde Belediye ve Zabıta aracılığıyla, aynı işi yapan komşu iş yerlerinin işveren ve çalışanları tespit edilip ifadelerine başvurularak tanık beyanları arasında çelişkiler giderilerek, ayrıca davacının askerlik öncesi çalışması mevcut ise askerlik nedeniyle davacının askere gitmeden önceki süreleri hak düşürücü süreye uğramadığından bu dönemde dahil edilerek, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği nazara alınıp araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının ve davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇHükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.