Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2424 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 732 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli öldürme, yağmaya teşebbüsHÜKÜM : Kesinleşmiş hükmün aynen infazınaTÜRK MİLLETİ ADINAHükümlü ... hakkında 765 sayılı TCK'nun 450/7, 59, 31 ve 33. maddeleri uyarınca kurulup, Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 24.01.2001 tarihli ilamıyla ONANMAK suretiyle kesinleşen hüküm ile 765 sayılı TCK.nun 497/1, 61, 522/1, 59, 81/1. maddeleri uyarınca kurulup temyiz edilmeden kesinleşen 26.05.1999 tarihli hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nun 7. ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 9. maddeleri uyarınca yeniden duruşma açılarak yapılan uyarlama yargılaması sonunda kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;1-) Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17.04.2007 gün ve 32-97 ile 06.11.2007 gün ve 190-228 sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararında ayrıntılı olarak vurgulandığı üzere, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesinin; “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” hükmü, 23.02.1938 gün ve 23/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı birlikte değerlendirildiğinde; 1 Haziran 2005 tarihinden önce işlenen suçlarda lehe yasa belirlenirken 765 sayılı Yasa kapsamındaki içtimalı cezaların değil, her suç yönünden de ayrı ayrı değerlendirme yapılarak, her biri için tayin edilen cezanın dikkate alınması; her suçla ilgili lehe yasa belirlendikten ve buna göre her suçun nihai cezası saptandıktan sonra da cezaların içtimaına ilişkin 765 sayılı TCK'nun 68 ila 77. maddelerindeki ilkelere göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde 765 sayılı TCK'nun lehe olduğu gerekçesiyle aynen infaz kararı verilmesi,2-)Mahkemenin 1999/376 E., 1999/615 K. sayılı ve 09.12.1999 tarihli yağma suçundan kurulan hükmün yok hükmünde sayıldığı, 1998/378 E., 1999/340 K. sayılı ve 26.05.1999 tarihli hükmün ise temyiz edilmeden kesinleştiği bu hususun Dairemizin 24.01.2001 tarihli ilamında açıklandığı anlaşılmakla; uyarlama yargılamasında kazanılmış hakkın söz konusu olamayacağı da dikkate alınarak, bu suç yönünden de uyarlama yapılarak bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,Usule ve yasaya aykırı olup, hükümlü müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, re'sen de temyize tabi hükmün tebliğnamadeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, 09.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.