Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat A.A. geldi, davalı taraftan gelen olmadığından duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştır. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ile arasında düzenlenen satış sözleşmesi uyarınca 61 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan D1-1 Blok, zemin kat 4 nolu bağımsız bölümü KDV dahil 628.672.17 TL. bedelle satın aldığını, dairenin tapusunun 10.08.2007 tarihinde devredildiğini, 31.12.2007 tarihinde de dairenin teslim edildiğini, davalının sözleşmeye ve projeye uymayarak okul olması planlanan yere devasa AVM yaptırdığını, dairenin AVM nedeniyle önü kapanmasından dolayı asgari %35 değer kaybettiğini, davalı yetkililerinin şifahi olarak zararın karşılanacağını bildirdiklerini ileri sürerek, satın alınan dairede oluşan değer kaybından dolayı her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000.00 TL.'nin,11.05.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile de toplam 94.300.87 TL.'nin banka reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, %15 değer kaybı bulunduğu kabul edilerek, 5.000.00 TL.'nin dava tarihinden, 83.300.83 TL.'nin 11.05.2012 tarihinden reeskont faiziyle birlikte davalıdan davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, davalı şirketten satın alınan dairenin bulunduğu sitede reklam ve ilanlarda taahhüt edildiğinin aksine okul olması planlanan yere olması gerekenden daha büyük AVM yapılması nedeniyle yeşil alanine ortadan kalktığı, dairenin önünün tamamen kapandığı gerekçesiyle satış bedelinin indirilmesi talebine ilişkindir.Satış bedelinden indirilerek miktarın tespitinde, doktrinde, “mutlak metod”, “nisbi metod” ve “tazminat metodu” 2012/24807 2013/24013Adıyla bilinen değişik görüşmeler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan “nispi metod” olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. (Bkz.13.HD. T.26.12.1997, E.1997/7580; K.1991/10870) Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir. Başka bir ifade ile satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değiri ile, mevcut ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmaktadır. Somut olayda da, dava konusu dairenin 31.12.2007 tarihinde teslim alındığı gözetilerek, satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın bu metoda göre belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. O halde mahkemece bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle, satış tarihi itibariyle dairenin bulunduğu sitede reklam ve ilanlarda taahhüt edilen okul yapılması ve belirtilen şekilde AVM yapılmış olması durumundaki rayiç değeri ile (ayıpsız değer), dairenin halihazırdaki durumundaki, yapılmış olan AVM nedeniyle dairenin önünün tamamen kapanıp, olması gereken yeşil alanın bulunmaması nedeniyle rayiç değeri (ayıplı değer), ayrı ayrı belirlenmeli, belirlenecek bu miktarlar birbirine oranlanmalı, tespit edilecek bu oran da satış bedeline uygulanarak, satış bedelinden indirilmesi gereken miktar bu şekilde belirlenmeli ve davacı talebi ile kazanılmış hak da gözetilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan hususlar gözardı edilerek, yeşil alanine arazi değeri ile tesislerin değeri toplamından davacı arsa payına düşen değerine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine görek görülmemiştir.SONUÇYukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 990.00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, HUMK'un 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisine karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.