İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Küçükçekmece 4. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 30/09/2014NUMARASI : 2014/183-2014/870Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira bedelinin tespiti davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira bedelinin tespiti istemine ilişkindir.Davacı, davalı ile aralarında 01.07.1999 başlangıç tarihli, 2 yıl süreli kira sözleşmesi yapıldığını, kira sözleşmesinde kullanılan şeyin cinsinin “boş arsa” olarak belirtildiğini, yine kira sözleşmesinde kullanım şekli olarak “açık çay bahçesi ve park” olarak kararlaştırıldığını, davalının en son 2012 yılında yıllık 550 TL kira ödediğini belirterek, 01.07.2011-01.07.2012 dönem kirasının hak ve nesafete göre 30.000 TL olarak tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, istemin kısmen kabulü ile 01.07.2013 tarihinden itibaren yıllık kira bedelinin bürüt12.000 TL olarak tespitine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında düzenlenen 01.07.1999 başlangıç tarihli, 2 yıl süreli kira sözleşmesi ile davalıya boş arsa kiralanmış, kullanım şeklinin ise açık çay bahçesi ve park olduğu kararlaştırılmış olup bunun dışında taşınmaz üzerine herhangi bir yapı, tesis kurulacağına dair bir düzenleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 13.05.1994 gün ve 1994/3-174-336 sayılı kararında da kabul edildiği gibi, dava konusu taşınmazın niteliği, olayda Borçlar Kanunu'nun mu yoksa 6570 sayılı Yasa'nın mı (TBK.nun 339.maddesinin) uygulanacağı yönünden önem taşımaktadır.Öncelikle belirtmek gerekir ki, kira parası, Borçlar Kanunu'nun 248. maddesinde yer alan, (TBK'un 299) kira akdinin esaslı unsurlarındandır. Yine, kiralanan taşınmazın, niteliği itibarı ile çatılı(musakkaf) bulunması durumunda asıl olan, kira müddetinin sonunda da kira akdinin devam etmesidir. Ancak, kira parasına ilişkin olarak, tarafların ihtilafa düşmeleri halinde sözleşmede doğan bu boşluk, 18/11/1964 tarih 2/4 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı uyarınca hakim tarafından doldurulur. Türk Borçlar Kanunu Genel Hükümlere tabi olan yerlerde ise akit kural olarak sözleşmede öngörülen süre hitamında sona erer ve mecurun kira parası hakkında taraflar arasında anlaşmazlık bulunması durumunda kira akdinin asli unsurlarından olan kira bedeli konusundaki uyuşmazlık nedeniyle artık devam eden bir kira sözleşmesinin varlığından söz etme olanağı yoktur. Ortada devam ettiğinden söz edilebilecek bir kira akdi bulunmadığına göre musakkaf olmayan kiralananlara yönelik kira tespiti de talep edilemez. Uyuşmazlığa konu olan kiralanan Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine tabi bir taşınmaz kirası olup konut ve çatılı işyeri kiralarına uygulanan TBK.'un 339., 344. maddesi ve devamı maddeleri hükümlerinden faydalanamaz. Buna göre mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 21/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.