Mahkemesi : İSTANBUL 29. Asliye CezaGünü : 25.06.2013Sayısı : 1625-325213 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanık Ö.. Ü..’nün beraatine ilişkin, Şişli 6.Asliye Ceza Mahkemesince verilen 06.11.2007 gün ve 111-1075 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 01.03.2012 gün ve 4604-2597 sayı ile ;“Gerçek kişi tacir olan ve 26.12.2001 tarihinde faaliyetine son veren sanığın, işletmesi ile ilgili olarak 213 sayılı VUK'nun 253. maddesine göre de ait oldukları yılı takip eden takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile muhafaza etmeye mecbur olduğu defter ve belgelerin kaybolduğundan bahisle ibraz etmemek şeklinde oluşan eyleminde suçun tüm unsurları ile oluşup sübuta erdiği ve mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden defter ve belgeleri kaybettiğine ilişen, somut bir belge ve delile dayanmayan savunmasına itibar edilerek ve suç işleme kastının olmadığı, bu belgeleri bu kadar uzun bir süre muhafaza şartını yerine getirmemesinin makul olduğu şeklinde yasal olmayan gerekçeler ile yazılı şekilde beraatine karar verilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesi ise 25.06.2013 gün ve 1625-325 sayı ile;“Belgeleri saklama zorunluluğunun 26.12.2006 tarihinde dolacağı, vergi dairesinin bu sürenin dolmasına 6 ay kala herhangi bir başkaca sebep olmaksızın belgeleri istemesinin değerlendirilmesinde; sanık beyanlarının bizzat müşteki kurumun yazıları ile doğrulanmış olması, sanığın şirketini çok kısa bir süre çalıştırıp 2001 yılında kapatmasına rağmen aradan geçen 5 yıla yakın bir zamandan sonra kayıt ve belgeleri daha önce işlem yapmaksızın istemiş olması göz önüne alındığında, sanığın suç işleme kastının olmadığı, bu belgeleri bu kadar uzun bir süre muhafaza şartını yerine getirememesinin makul olduğu, kaldı ki vergi suçu anlamında üzerine düşenleri yerine getirdiği, herhangi bir şekilde verilen vergi beyannameleri ve başkaca vergi incelemeleri çerçevesinde sahtecilik yaptığına ilişkin hiçbir verinin vergi dairesi tarafından bulunmadığı görülerek, müsnet suçlamanın kasıt öğelerinin oluşmadığı” gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının 10.03.2015 gün ve 301954 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.CEZA GENEL KURULU KARARIÖzel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanığa yüklenen 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 359/a-2 maddesindeki suçun unsurlarının oluşup oluşmadığının tespitine ilişkin ise de; bozmaya uyan yerel mahkemenin sonradan bu kararından dönerek önceki hüküm gibi karar vermesinin mümkün olup olmadığının Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir.İncelenen dosya kapsamından;Yerel mahkemece bozmadan sonra 05.05.2012 tarihinde yapılan tensipte, "Yargıtay bozma ilamının usul ve yasaya uygun olduğu görülmekle, uyulmasına" denilmek suretiyle bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde, bozmanın gereği yerine getirilmeyerek, önceki hüküm gibi karar verildiği anlaşılmaktadır.Ceza Genel Kurulunun istikrarı içtihatlarına göre, "uyma kararı" davanın esasını çözümleyen bir karar olduğundan "ara kararı" niteliğinde değildir. Mahkemenin bozmaya uyma kararı vermesiyle bozma kararında gösterilen esaslar doğrultusunda işlem yapıp uygun kararı verme görevi doğar. Uyma kararından sonradan dönülerek direnme kararı verilmesi de önceki uyma kararının hüküm ve sonuçlarını ortadan kaldırmaz.Bu itibarla, bozmaya uyan yerel mahkemenin, dönülemez nitelikteki bu karardan sonradan dönerek, önceki hüküm gibi karar vermesi nedeniyle hükmün sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmelidir.SONUÇ:Açıklanan nedenlerle;1- İstanbul 29. Asliye Ceza Mahkemesinin 25.06.2013 gün ve 1625-325 sayılı direnme hükmünün, bozmaya uyulduğu halde, bozma kararında belirtilen esaslar doğrultusunda karar verilmemesi isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.06.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.