MAHKEMESİ : Ankara 5. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/12/2013NUMARASI : 2013/422-2013/1475Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiracı tarafından kiralanana yapılan faydalı ve zorunlu masraflar nedeniyle kiraya verenden sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tahsili istemine ilişkindirDavacı vekili, dava dilekçesinde; davalıya ait mesken niteliğinde taşınmazı 01.04.2011 başlangıç tarihli 1 yıl süreli sözleşme ile kiraladığını, taşınmazın işyeri haline getirilmesi için 77.093,60 TL’lik faydalı masraf yaptığını, taşınmazın 150.000 TL karşılığında kendisine satılması konusunda davalı ile anlaşmalarına rağmen satışın gerçekleşmediğini ve davalının kira alacağına yönelik yaptığı icra takibi nedeniyle kiralananın 24.09.2013 tarihinde icraen tahliye edildiğini, yapılan faydalı ve zorunlu masraflar nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiğini, kira sözleşmesinde yapılan masrafların istenemeyeceğine ilişkin hüküm bulunmasına rağmen yapılan masrafların bedelsiz olarak kiralayana terk edilmesinin hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini belirterek, 77.093,60 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı sözleşme hükümleri gereğince masrafların istenemeyeceğinden davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda sökülüp götürülemeyen faydalı ve zorunlu masraflara ilişkin olarak 13.162 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından tarafından temyiz edilmiştir.Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.04.2011 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kural olarak kiracının akdi ilişkinin devamı sırasında kiralanana yönelik değer arttırıcı masraf ve harcamaları sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalı kiralayandan isteyebilmesi için konuya ilişkin sözleşmede ayrıca bir düzenleme bulunmaması gerekir. Sözleşmede bir hüküm var ise tarafların ona göre hareket etmesi gerekir.Olayımıza gelince; Kira sözleşmenin 2. maddesinde: “esaslı tadilat veya değişikliklerin yapılması kiraya verene bir ay öncesinden noter vasıtasıyla yapılacak bildirim ve müteakip kiraya verenin tebliği tarihinden itibaren bir hafta içinde vereceği yazılı oluru ile mümkün olabilecektir. Yazılı cevap verilmemesi kiraya verenin olur vermediği anlamındadır. Kiracı taşınmaz içinde izin alarak tadilat yapsa dahi bunların bedelleri kesinlikle mal sahibinden istenemeyecektir. Kiracı bu daire ile ilgili yaptığı veya yapacağı baca ve bunlar gibi yapıları çıkarken bedelsiz olarak mal sahibine teslim etmek zorundadır yapılacak bu türlü eklentiler için harcanan bütün masraflar kiracıya aittir bu bedeller hiçbir şekilde kiralayandan talep edilemeyecektir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Aynı şekilde sözleşmenin 4. maddesinde kiracının tahliye anında taşınmazı aldığı gibi teslime mecbur olduğu ve dairenin her şeyi ile sıfır, boyası yeni yapılmış daire olduğu belirtilmiştir. Sözleşme hükmüne göre kiracının yaptığı masraflar nedeniyle kiralayandan her hangi bir bedel talep edemeyeceği öngörülmüştür. Serbest irade ürünü olan sözleşme hükümleri geçerli olup, tarafları bağlar. Öte yandan, taşınmazın her şeyi ile sıfır ve boyası yeni yapılmış olduğu sözleşmede belirtildiği gibi, keşif sonrası alınan bilirkişi raporunda; taşınmaza yapılan tadilatların mecurun yeniden kiralanması sırasında kısıtlama yaratacağı, ancak, davacının ticari faaliyet konusuna benzer özel amaçla kullanılmak üzere kiralanabileceği tapuda ikametgah olarak tescilli bağımsız bölümün, işyeri olarak kiraya verilmesinin oldukça zor hatta imkansız olması, dolayısı ile davacının taşınmazda yaptığı tadilat ve yeniliklerin davalıya hiçbir yarar sağlamayacağı, hatta tekrar ikamete dönüştürmek için azımsanmayacak masrafların yapılması zorunluluğu doğacağının belirtilmesi ve taşınmaza yapılan tadilatlar için davalı kiralayandan sözleşmeye göre yazılı olur alındığının ispatlanamaması karşısında mahkemece anılan sözleşme hükümleri dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 10.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.