Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 238 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 23267 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : Alanya 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/05/2012NUMARASI : 2010/990-2012/289Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakime tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, mahcuzların fabrikanın teferruatı olup taşınmazdan ayrı haczedilemeyeceği nedeniyle haczin kaldırılması istemine ilişkin olup, başvuru bu hali ile İİK.'nun 83/c maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetidir.T.M.K'nun 686. maddesinde; taşınmaz ipoteğinin, taşınmazın eklentilerini de kapsadığı hüküm altına alınmıştır.Kural olarak eklentinin taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkündür. Yani alacaklılar, fabrika binasını satmadan, binada bulunan eklenti niteliğindeki malları (Türk Medeni Kanunu'nun 686. maddesine göre eklenti olduğu bilirkişilerce saptandığı takdirde) ayrı ayrı haczettirip sattırabilirler. Çünkü eklentinin taşınmaz yok edilmeden, zarara uğratılmadan veya yapısı değiştirilmeden ondan ayrılması mümkündür. Ayrıca, İİKnun 83/c maddesi gereğince ipotek akit tablosunda sayılan eklentilerin bu madde gereğince taşınmazdan ayrı olarak haczi mümkün bulunmamaktadır.Ancak bu maddenin uygulanabilmesi için, mahcuzun hem ipotek akit tablosunda yazılı olması, hem de Türk Medeni Kanunu'nun 686. maddesinde tarif edilen şekilde eklenti niteliğini taşıması zorunludur (HGK. nun 25.12.2002 tarih ve 2002/12-1098 E.-2002/1 108 K).Bilirkişi raporu mahcuzların sadece ipotek akit tablosunda sayılan eklenti olup olmadığı konusunda düzenlenmiş olup, haczedilen malların Türk Medeni Kanunu'nun 686. maddesinde öngörülen nitelikte olup olmadığına, taşınmaz telef, tahrif veya tağyir olunmadan ondan ayrılıp ayrılamayacağına ve bu makinelerin bulunmaması halinde fabrikanın amacına uygun şekilde çalışıp çalışmayacağına ilişkin ayrıntılı açıklamayı içermemektedir.Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan yasa hükümleri ve kurallar doğrultusunda hukukçu bir bilirkişinin de katılması ile oluşturulacak yeni bilirkişiler kurulundan yukarıda açıklanan ilkelere uygun biçimde rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.