Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklının bakiye borç nedeniyle yaptığı genel haciz yolu ile takipte, borçlunun süresinde takibe itiraz etmesi üzerine takip durmuştur. Alacaklı tarafından icra mahkemesine açılan itirazın kaldırılması davasında mahkemece bilirkişi incelemesine gidilmiştir. Ancak, ilk bilirkişi raporu ve daha sonra alınan ek rapor ile mahkemenin hükme esas aldığı 2.bilirkişi raporu arasında mübayenet olduğu görülmüştür. Mahkemece öncelikle bu mübayenet giderildikten sonra bir karar verilmesi gerekirken, 2.rapora itibar edilerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru olmadığı gibi, kabule göre de 5411 Sayılı Yasa'nın 138/1.maddesinde, fonun taraf olduğu her türlü dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen fon aleyhine neticelenmesi halinde, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda yazılı tazminat ve cezaların fon hakkında uygulanmayacağının ve aynı yasanın geçici 13.maddesinde ise alacaklı banka hakkında aynı yasa maddesinin uygulanacağının belirtilmesi karşısında alacaklı banka aleyhine tazminata hükmedilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 12.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.