F.. İ.. ile E. Gıda Mad. San. ve Tic. aralarındaki muhdesat davasının kabulüne dair Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 06.03.2014 gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı vekili, davacı tarafın paydaş bulunduğu ve ortaklığın giderilmesi davasına konu edilen ... ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 3 katlı binanın vekil edene aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, vekil edeninin taşınmazdaki 1/2 oranındaki payı cebri icra suretiyle satın aldığını, üzerindeki tüm muhdesatlara değer biçildiğini ve bu şekilde edindiğini bu nedenle muhdesatlar üzerinde yarı oranında hak sahibi olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.Mahkemece davanın kabulü ile ... ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 13.11.2013 tarihli teknik bilirkişi raporunda gösterilen 3 katlı binanın davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine, hüküm; davalı vekili tararfından temyiz edilmiştir.Toplanan delillerden, dava konusu muhdesatın üzerinde bulunduğu ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 1/2 payının 26.08.2009 tarihinde önceki kayıt malikinin borcu sebebiyle İstanbul 10. İcra Müdürlüğü'nün 2008/... Esas sayılı dosyasında yapılan icra takibi sonucunda, talimat üzerine Adana 6. İcra Müdürlüğü'nün 2008/... talimat sayılı dosyası üzerinden muhdesatların da değerleri belirlenerek ve satış bedeline ilavesi suretiyle satışa çıkarıldığı, davalı E. Gıda Maddeleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından taşınmazın bu suretle satın alınarak paydaşı olduğu, taşınmaz üzerinde bulunan 3 katlı betonarme mesken niteliğindeki muhdesatın davacı tarafça yapıldığı öne sürülerek görülen davanın açıldığı, dava konusu muhdesatın, davalı tarafından alınan payın satış tarihinden önce davacı tarafça meydana getirildiği anlaşılmaktadır.Duraksamadan belirtmek gerekir ki; gerek yürürlükten kaldırılan 743 sayılı Medeni Kanun ve gerekse halen yürürlükte bulunan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre arz üzerindeki bütünleyici parça nitelikli muhtesatların mülkiyeti kural olarak arzın mülkiyetine tabidir. Taşınmazın arzının maliki olan paydaşlar tapu payları oranında taşınmaz üzerindeki muhtesatların da maliki sayılırlar. Somut olayda davalı şirket, üzerindeki muhdesat meydana getirildikten sonra taşınmazı üzerindeki muhdesatla birlikte cebri icra yolu ile satın alıp paydaş olduğuna göre; ortaklığın satış suretiyle giderilmesi sonucu yapılacak satışta sebepsiz zenginleşmesi (TBK.m.60/1) söz konusu olmayacaktır. Kuşkusuz, davacının koşullarının bulunması halinde icrai işlemle payı davalıya geçen önceki paydaşa karşı bir eda davası olarak sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası açma imkanı mevcuttur. Açıklanan nedenle, davacının paydaşı olduğu taşınmazın kendisi tarafından meydana getirildiğinin tespit edilmesinde, davalıya karşı bir güncel hukuki yararı (HMK.m.106/2) mevcut değildir. Hukuki yarar dava koşulu olup, somut olayda bu koşulun gerçekleştiğinden söz edilemez.Hal böyle olunca, mahkemece bu olgular dikkate alınarak davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek ve yasal düzenlemeler gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de muhdesatların taşınmazın zemininden bağımsız mülkiyetinin olamayacağı düşünülmeksizin mülkiyet olgusu doğuracak biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsizdir.SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 49,50 TL peşin harcın istek halinde davalıya iadesine 28.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.