Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulüne dair verilen 06.04.2012 gün ve 2005/377 E. 2012/114 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 23.11.2012 gün ve 2012/4088 E. 2012/6901 K. sayılı ilamı ile ;“…Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi ile davalı yüklenici arasında 28.12.1992 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin imzaladığını, buna göre davacı yana verilmesi gereken dairelerin teslim edilmediğini, yaptırdıkları tespitte 92.730,00 TL eksik ve kusurlu işlerden dolayı alacaklı olduklarının saptandığını, ayrıca kira alacaklarının da 275.984,00 TL olduğunun tespit edildiğini, bu alacakların tahsili için yaptıkları takibe davalı kooperatifin haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptalini talep etmiştir.Davalı kooperatif vekili, davacı yanın iddia ettiği gibi müvekkillerinin arsa sahibine 31 daire verilmesi taahhüdü olmadığını, fiilen kooperatife üye toplanamadığı veya üyelerin birçoğu ayrıldığı için 64 adet daire ve 6 adet dükkan inşa edilebileceğini, davacı adına her ne kadar kat irtifakı kurularak 31 adet daire tescil edilmişse de, yerinde böyle bir inşaat bulunmadığını, davacıların murisinin 12.8 dairesi olabileceğini, kaldı ki davacıların murisine 205.920,00 TL nakit ve gecikme karşılığı olarak bir adet daire de verdiklerini, davacıların dairelerinin bir iki lavabo dışında hazır olduğunu, haksız takibe de itiraz etmelerinin normal olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamıyla, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre; davacıların murisine ait taşınmazlara inşaat yapılacağı ve inşaat süresinin ruhsattan itibaren 36 ay olduğu, 05.07.1994 tarihinde inşaat ruhsatı alındığı ve sürenin 05.07.1997 tarihinde dolduğu, bu tarihten 01.03.1998 tarihine kadar ki süre için bir dairenin davacılara gecikme tazminatı olarak verileceğinin kararlaştırıldığı, icra takip tarihi olan 01.09.2005'e kadar 7 yıl 1 ay 25 günlük gecikme olduğu, ilk 8 aylık gecikme tazminatının daire ile ödendiği, 11.05.1998 tarihli sözleşmede, davacı dairelerinin ufak eksiklikler dışında büyük oranda tamamlandığı halde, sözleşmedeki yaptırımların uygulanması gerekirken, davacının bu yola başvurmayarak kendi zararının artmasına sebep olduğu, dolayısıyla da makul bir süre için gecikme tazminatı ödemesinin istenebileceği, bunun da 1 yıl olabileceği, davacıların eksik ve kusurlu işler ile ilk 8 ay için ödenen daire dışındaki kalan dört ay için 1.860,00 TL gecikme bedeli dahil 93.790,00 TL alacaklı olduğu, davalı kooperatifin ise 62.600,00 TL fazla yapılan imalattan ve nakit ödemeden iadesi gereken 199,02 TL kısım olmak üzere toplam 62.799,02 TL bu miktardan çıkarıldığında bakiye davacılar alacağının 30.990,98 TL olduğunu belirtmiş, bu miktar üzerinden itirazın iptaline, fazla taleplerin ise reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2- Taraflar arasındaki 28.12.1992 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve ek sözleşmelerine göre işin 05.07.1997 tarihinde teslimi gerektiği ve bu tarihten 01.03.1998 gününe kadar ki davacı arsa sahiplerinin gecikme nedeniyle oluşan zararlarının B bloktan 1 adet daire verilmek suretiyle giderildiği çekişmesizdir. Temyiz incelenmesine konu davada ise 01.03.1998 ile takip tarihi olan 26.08.2005 tarihleri arasındaki dönem için oluşan gecikme tazminatı talep olunmaktadır. Sözleşme konusu inşaatın takip tarihi itibariyle sözleşmesine ve kullanılmaya uygun şekilde davacılara teslim edilmediği anlaşılmaktadır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.10.1991 tarih, 1991/15-340 E, 1991/467 K içtihadında belirtildiği ve bu tarihten sonra Yargıtay'ca da istikrarlı şekilde uygulandığı üzere arsa sahibi, sözleşmeye göre kararlaştırılan teslim tarihinden sonra makul sürede BK'nun 106/2. (TBK 125/I) seçimlik haklarını kullanmaya zorlanamaz. Bu itibarla davacılar da somut olayda aynen ifa yönünde seçimlik haklarını kullanmış olmakla, ifayı bekledikleri sürede oluşan gecikme tazminatı alacaklarını tümüyle talep edebileceklerinden, 01.03.1998 ile takip tarihi arasındaki dönemde oluşan gecikme tazminatı alacaklarının davacılar yararına nazara alınması gerekirken aksi yönde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olmuştur..."gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.HUKUK GENEL KURULU KARARIHukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.SONUÇ: Davacılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 21.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.