Tebliğname:2014/53140Mahkemesi : İstanbul Anadolu 5. ÇocukGünü : 08.11.2013Sayısı : 354-526Sanık S.. G..'in mala zarar verme suçundan, TCK'nun 151/1, 31/2 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.500 TL adli para, konut dokunulmazlığını ihlal suçundan 116/1, 119/1, 31/2, 50/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 4.800 TL adli para, hırsızlık suçundan 142/1 ve 31/2. maddeleri gereğince bir yıl üç ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin, Üsküdar 2. Çocuk Mahkemesince verilen 02.12.2010 gün ve 288-401 sayılı hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 13. Ceza Dairesince 04.04.2013 gün ve 3120-9733 sayı ile;"1) Mala zarar verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;TCK'nın 50/5. maddesinde öngörülen düzenlemeye göre, hükmolunan cezanın tür ve miktarı bakımından 5219 sayılı Yasa ile değişik 1412 sayılı CMUK'nın 305. maddesi uyarınca hükmün temyizi olanaklı bulunmayıp kesin nitelikte olduğundan, temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca reddine,2) Hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir, ancak;Suç tarihinde oniki onbeş yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun, TCK'nın 31/2. maddesi uyarınca eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabilme ve davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişip gelişmediğinin, konunun tıbbi uzmanı doktordan rapor alınmaksızın, sosyal incelemeye ilişkin düzenlenen raporla yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.İstanbul Anadolu 5. Çocuk Mahkemesi ise 08.11.2013 gün ve 354-526 sayı ile;"Psikolog bilirkişi tarafından hazırlanan sosyal inceleme raporundaki veriler, dosya içeriği ve bizzat sanığın olayı anlatım tarzı gözetilerek, işlediği ileri sürülen ve suç teşkil eden eylemin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve eylemlerle ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişmiş olduğu, ceza sorumluluğunun bulunduğu, oniki yaşını doldurmuş, onbeş yaşını doldurmamış bulunanların işledikleri fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp algılamadıkları, davranışını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmiş olup olmadığı, buna göre ceza sorumluluklarının bulunup bulunmadığının mahkemelerce takdir edileceği, sosyal inceleme raporunun göz önüne alınacağı, mahkememizce sosyal inceleme raporu göz önüne alınarak, sanığın ceza sorumluluğu bulunduğunun kabul edildiği, bu yaş grubundaki sanıklar için usulüne uygun sosyal inceleme raporunun yeterli olacağı" şeklindeki gerekçeyle direnip, önceki hükümde olduğu gibi sanığın konut dokunulmazlığının ihlali ve hırsızlık suçlarından cezalandırılmasına karar vermiştir.Bu hükmün de sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.01.2015 gün, 53140 sayı ve bozma istekli tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.CEZA GENEL KURULU KARARIDirenme ve temyizin kapsamına göre inceleme, konut dokunulmazlığının ihlali ve hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmıştır.Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; suç tarihinde oniki onbeş yaş grubu içerisinde bulunan sanığın işlediği iddia olunan suçların hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışını yönlendirme yeteneğine sahip bulunup bulunmadığının tespit edilmesi amacıyla uzman hekim raporu alınmasına gerek olup olmadığı noktasında toplanmakta ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir.TCK'nun 66. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça kamu davasının maddede yazılı sürelerin geçmesiyle ortadan kalkacağı düzenlenmiş, birinci fıkrasının (e) bendinde beş yıldan fazla olmamak üzere hapis ya da adli para cezalarını gerektiren suçlarda bu sürenin sekiz yıl olacağı hüküm altına alınmış, ikinci fıkrasında; "fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer" hükmüne yer verilmiştir.Aynı kanunun 67/4. maddesi uyarınca kesen bir nedenin varlığı halinde zamanaşımı, kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacak ve ilgili suça ilişkin olarak kanunda belirlenen sürenin en fazla yarısına kadar uzayacaktır.Ceza Genel Kurulunun 26.06.2012 gün ve 978–250 sayılı kararı başta olmak üzere birçok kararında açıkça vurgulandığı üzere, yargılama yapılmasına engel olup davayı düşüren hallerden biri olan zamanaşımının yargılama sırasında gerçekleşmesi halinde mahkeme ya da Yargıtay, resen zamanaşımı kuralını uygulayarak kamu davasının düşmesine karar verecektir.Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;Sanığa atılı konut dokunulmazlığının ihlali suçunun müeyyidesi 5237 sayılı TCK'nun 116/1. maddesinde altı aydan iki yıla kadar hapis, hırsızlık suçunun yaptırımı 142/1. maddesi gereğince suç tarihi itibarıyla iki yıldan beş yıla kadar hapis olup, TCK'nun 66/1. maddesi uyarınca bu suçların asli dava zamanaşımı sekiz yıl, 67/4. maddesi nazara alındığında kesintili dava zamanaşımı oniki yıldır.Somut olay bu açıklamalar ışığında değerlendirildiğinde;Sanığın suç tarihi itibarıyla oniki yaşını bitirmiş, ancak onbeş yaşını tamamlamamış olduğu göz önünde bulundurulduğunda, daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan ve 25.05.2009 tarihinde işlendiği iddia olunan eylemlerle ilgili olarak, TCK'nun 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddelerinde öngörülen altı yıllık kesintili dava zamanaşımı, 25.05.2014 günü dolmuş bulunmaktadır.Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle bozulmasına, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK'nun, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca yürürlükte olan 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK'nun 66/1, 66/2, 67/4 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/1-8. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmelidir.SONUÇ:Açıklanan nedenlerle;1- İstanbul Anadolu 5. Çocuk Mahkemesinin 08.11.2013 gün ve 354-526 sayılı direnme hükmünün, dava zamanaşımının gerçekleşmesi nedeniyle BOZULMASINA,Ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda 1412 sayılı CMUK'nun, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 322. maddesine göre karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK'nun 66/1-e, 66/2, 67/4 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/1-8. maddeleri uyarınca DÜŞMESİNE,2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.06.2015 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.