Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 23061 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17641 - Esas Yıl 2014
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:1) Satışın durdurulması talebine ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde;İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceği özel hükümlerle ve genel olarak da İİK.nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterilmiştir. Bunların dışında kalan mahkeme kararları kesindir. Yargıtay’ca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE),2) İcra takibinin durdurulmasına ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde;Alacaklı tarafından Antalya 2. İcra Müdürlüğü'nün 2009/13553 esas sayılı takip dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan icra takibinden sonra, Burdur 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/110 esas sayılı iflasın ertelenmesi davasında verilen 22.05.2009 tarihli ara kararı ile; İİK'nun 179/a ve 179/b maddeleri uyarınca yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinin ve bunlara ilişkin ihtiyati hacizlerin durdurulmasına, fiili haciz ve muhafaza işlemlerinin yasaklanmasına, 02.07.2010 tarihinde ise borçlunun iflasına karar verildiği, temyiz yoluna başvurulması üzerine, iflas kararının Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 31.05.2012 tarih ve 2012/1254 E, 2012/3849 K. sayılı ilamıyla bozulduğu anlaşılmıştır.İİK. nun 193.maddesi uyarınca iflasın açılması ile borçlu aleyhine haciz yoluyla yapılan takipler durur ve iflas kararının kesinleşmesiyle bu takipler düşer. Aynı kanunun 164/son maddesine göre ise, iflas kararı bozulursa borçlunun malları üzerindeki tedbirler devam eder.Müflis hakkında verilen iflas kararının bozulması, iflasın sonuçlarını hemen ortadan kaldırmaz. İflas kararının bozulması ile icra muameleleri kaldığı noktada duracağından, kesinleşecek yeni hüküm çerçevesinde işlem yapılması gerekir. Bir diğer ifade ile iflasın sonuçlarının ortadan kalkması için, bozma ile oluşan durumun kesinleşmesi gerekir.O halde mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar ve yasa hükümleri doğrultusunda takibin durdurulması isteminin kabulü gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda 2 nolu bentte yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.