M.. Ö.. ile A.. Ö.. ve müşterekleri aralarındaki katkı payı alacağı ve katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Bursa 5. Aile Mahkemesi'nden verilen 22.01.2014 gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve bir kısım davalılar A.. Ö.., S. Ö., H.. E.. vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı vekili, ortak miras bırakan M. Z.'nın 2010 tarihinde vefat ettiğini, tarafların 1986 senesinde evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde edinilen eşi muris adına kayıtlı dava dilekçesinde belirtmiş olduğu iki adet taşınmaz, bir adet araç ve banka hesabındaki para ile ilgili olarak fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 60.000,00 TL katkı payı alacağı ve 90.000,00 TL katılma alacağının davalılardan tahsilini talep etmiş, harcını yatırarak sunmuş olduğu ıslah dilekçesi ile de talep edilen katılma alacağını arttırarak 116.562,22 TL'nin faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalılar H. A., A. ve S. vekili, dava konusu malların edinilmesinde davacının katkısının bulunmadığı, ayrıca murisin banka hesabındaki paranın vefat ettikten sonra davacıda dahil olmak üzere mirasçılar arasında paylaşıldığı, paranın yarısının davacıya verildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Davalı Z., usulüne uygun yapılan tebliğe rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevapta vermemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulune karar verilmesi üzerine; hüküm süresi içerisinde davacı vekili ve davalılar H. A.r, A. ve S.vekili tarafından temyiz edilmiştir.Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 s.lı HMK 33 m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, sağ eş tarafından, diğer mirasçılara karşı açılan katkı payı ve artık değere katılma alacak isteğine ilişkindir.Mal rejiminin tasfiyesi sonucunda belirlenecek katkı payı alacağı ve katılma alacağı, terekeye ait borç olup, mirasçıların miras paylaşımından önce ödenmesi gerektiği kabul edilmektedir. Terekeye ait borç ödendikten sonra kalan miktar, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşılır. Tereke borçlarından bu sıfatını kaybetmemiş tüm mirasçılar, kişisel olarak (4721 s.lı TMK 599/2 m) ve müteselsilen (TMK 641 m) sorumludurlar. Her ne kadar, davacı temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı da dahil davanın tarafları, ortak mirasbırakan M. Z.'nın mirasçıları olarak tereke borçlarından, yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler çerçevesinde sorumludurlar. Başka bir anlatımla, davacı da mirasçılık sıfatına sahip olduğundan (TMK'nun 499), alacaklı ve borçlu sıfatı kendisinde kısmen birleşmiştir. Taraflarca, mirasçılardan her hangi birinin mirasçılık sıfatını yitirdiği (4721 s.lı TMK 511 vd, 578 vd, 605 vd m.leri)de iddia edilip kanıtlanmamıştır.1- Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içereğine ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin tüm ve davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2- Davalılar murisin banka hesabındaki paranın ölümünden sonra mirasçılar arasında paylaşıldığını ileri sürmüşler davacı taraf da bu savunmayı doğrulamıştır. Bu nedenle, davacı tarafın katılma alacağı hüküm altına alınırken, 01.12.2011 tarihli İş Bankası yazısı ve ekindeki makbuzdan davacıya ödenen miktar da gözetilerek, mükerrer ödemeye yol açmayacak şekilde davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken; yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olmuştur.3-Ayrıca davanın mirascılar arasında görülmesi nedeniyle, davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davacıda dahil bütün mirasçıların miras payları oranında sorumlu olacakları şekilde karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden karar verilmesi de doğru olmamıştır.SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda (2) ve (3) nolu bentlerde gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA, davacı vekilinin tüm ve davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının ise yukarıda (1). bentte gösterilen sebeplerle reddine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 1.991,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine ve 1.990,60 TL peşin harcın da istek halinde temyiz eden A.. Ö.. S.. Ö.. ve H.. E..'na idesine, 23.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.