Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22903 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7955 - Esas Yıl 2015





Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı kadın tarafından, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve nafaka miktarları yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, kadın lehine hükmedilen nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:1- Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı-karşı davalı kadının eşine hakaret ettiği, buna karşılık davalı-karşı davacı erkeğin de eşine şiddet uyguladığı, eşini tehdit ettiği, bağımsız bir konut temin etmediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin davacı karşı-davalı kadına oranla daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Davacı karşı-davalı kadının da kusuru gerçekleştiğine göre, boşanmaya karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, evlilik birliğinin devamında davacı-karşı davalı kadın bakımından korunmaya değer bir yarar kalmadığı görülmekle, tarafların boşanmalarına karar verilmiş olması, bu sebeple sonucu itibarıyla doğru bulunduğundan, boşanma hükmünün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesi düzeltilmek suretiyle (HUMK.md.438/son) onanması gerekmiş, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere, boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı erkek daha ağır kusurludur. Gerçekleşen bu durum karşısında davacı-karşı davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi koşulları oluşmuştur. Hal böyle iken, mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.3-Davacı-karşı davalı dava dilekçesinde yoksulluk nafakası talep etmemiştir. Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise, diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez (HMK. md. 141/1). Davacı- karşı davalı 23.12.2014 tarihli tahkikat duruşmasında tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamını talep etmiştir. Bu talep iddianın genişletilmesi niteliğindedir. Davacı karşı davalı tarafından bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır. O halde, davacı-karşı davalının usulüne uygun olmayan yoksulluk nafakası (TMK md. 175), talebi hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilecek yerde, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuştur.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmek suretiyle ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.