Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini beyanla, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.Davalı vekili, davacının 21/12/1998 tarihinden 20/08/2007 tarihine kadar müvekkili işverenliğin Gaziantep şubesinde çalıştığını ve buradan ayrıldığında tüm alacaklılarının kendisine ödendiğini, daha sonra müvekkili işverenliğin Ümraniye'deki şubesinde 21/08/2007 tarihinde çalışmaya başladığını, kırtasiye reyonunda çalışılması teklif edilen davacının iş değişikliğini, iş sözleşmesinin bu sebeple feshedildiğini, tüm haklarının ödendiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyularak toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar davacı ve davalı vekilince temyiz edilmiştir.1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni ge-rektirici sebeplere göre, davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2- Maddi yanılgıya dayalı olarak verilmiş Yargıtay onama yada bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak, evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır.Gerçekten; maddi yanılgı kavramından amaç;hukuksal değerlendirme ve denetim dışında, tamamen maddi olgulara yönelik, ilk bakışta yanılgı olduğu açık ve belirgin olup, her nasılsa, inceleme sırasında gözden kaçmış ve bu tür bir yanlışlığın sürdürülmesinin kamu düzeni ve vicdanı yönünden savunulmasının mümkün bulunmadığı, yargılamanın sonucunu büyük ölçüde etkileyen ve çoğu kez tersine çeviren ve düzeltmesinin zorunlu olduğu açık yanılgılardır.Uyuşmazlık konusuna ilişkin maddi olgularda, davanın taraflarında, uyuşmazlık süresinde, uyuşmazlığa esas başlangıç ve bitim tarihlerinde, zarar hesaplarına ait rakam ve olgularda ve bunlara benzer durumlarda; yanlış algılanma sonucu, açık ve belirgin yanlışlıklar yapılması mümkündür.Bu tür açık hatalarda ısrar edilmesi ve maddi gerçeğin göz ardı yapılması, yargıya duyulan güven ve saygınlığı sarsacağı gibi, adalete olan inancı ortadan kaldırır ve yok eder.Yargıtay, bu güne değin maddi yanılgının belirlendiği durumlarda soruna müdahale etmiş baştan yapılmış açık maddi yanlışlığın düzeltilmesini kabul etmiştir.Kaldı ki kimi açık maddi yanılgıya dayalı ve yanlışlığı son derece belirgin haksız ve adaletsiz sonuçların giderilmesi kamu düzeni açısından zorunludur.Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 esas, 1959/5 karar, ve 09.05.19602 tarihli ve 1960/21 esas, 1960/9 karar, sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucu verilen bir karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz ve Yargıtayın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkündür.Somut olayda, mahkemece verilen ilk hüküm davalı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 27.12.2012 gün ve 2010/35581 esas 2012/44554 karar sayılı ilamında “.Somut olayda taraflar arasındaki iş sözleşmesinin VI/II maddesine göre fazla çalışma sürelerine ilişkin ücretin aylık ücrete dahil olduğunun belirtilmesi karşısında davacının yaptığı haftalık 3 saatlik Fazla Çalışmanın aylık ücret kapsamında bulunduğu gözetilerek davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır” gerekçesiyle bozulmuştur.İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.Dosya içeriğine göre davacının çalışması 01.12.1998-20.08.2007 tarihleri arasında davalı şirketin Gaziantep'teki işyerinde; 21.08.2007 - 07.05.2008 tarihleri arasında Ümraniye'deki işyerinde gerçekleştirilmiş-tir.21.08.2007 tarihli iş sözleşmesinde fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin temel ücrete dahil olacağı kararlaştırılmıştır. Bozma ilamı öncesinde alınan hesap raporunda davacının Gaziantep'teki çalışma dönemi için haftalık 12 saat; Ümraniye'deki çalışma dönemi için haftalık 3 saat için fazla çalışma ücret alacağı hesaplanmıştır.Davacının iş sözleşmesinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu kararlaştırıldığı gerekçesiyle fazla çalışma ücret isteğinin reddi yönünde bozulmuş ise de davacının 21.08.2007 tarihinden önceki dönem için fazla çalışma ücretinin asıl ücrete dahil olduğuna ilişkin iş sözleşmesi bulunmamaktadır.Bu itibarla anılan sözleşme hükmünün sözleşmesinin imzalandığı tarihten itibaren sonuçlarını doğuracağından 21.08.2007 tarihinden öncesi çalışma dönemi için fazla çalışma ücret alacağının hüküm altına alınması gerekirken hatalı değerlendirme ile tüm çalışma dönemi için fazla çalışma ücret isteğinin reddine karar verilmesi isabetsizdir.Belirtilen husus bozma sebebi yapılması maddi hataya dayanmakta olup Yargıtayca Maddi hata sonucu verilen bu karara mahkemece uyulmasına karar verilmesi halinde dahi usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı ve Yargıtayın hatalı bozma kararından dönülmesi mümkün görüldüğünden kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇTemyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.