Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22856 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 22115 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : Ankara 10. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/12/2009NUMARASI : 2009/1491-2009/1605Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Şikayetçi borçlunun üçüncü kişilerle yaptığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği ileride borçluya düşeceği varsayılan taşınmazlar üzerine haciz konulmuştur. Hacze konu taşınmazlar haciz tarihinde üçüncü kişiler adına kayıtlı olup, borçlunun başvurusu bu haczin kaldırılması talebine ilişkindir.Bilindiği üzere, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi, "tapu kütüğüne" şerh edilmiş olsa dahi, bu kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz. Tapu Kanunu'nun 26.maddesi uyarınca siciline şerh verilen satış vaadi sözleşmesi, (5) yıl süre ile üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir. HGK.nun 1.11.2000 tarih ve 2000/1-1331 sayılı kararında da benimsendiği üzere, Noterlik Kanunu'nun 44.maddesinin B bendi mucibinde, noterler tarafından tanzim edilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri de taraflardan biri isterse gayrimenkul siciline şerh verilir. Şerhten itibaren 5 yıl içinde satış yapılmazsa veya irtifa hakkı tesis ve tapuya tescil edilmezse, iş bu şerh, tapu sicil muhafızı veya memuru tarafından re'sen terkin olunur. Bu süre hak düşürücü süre niteliğindedir. Somut olayda borçlu ile üçüncü kişiler arasında düzenlenen Altındağ 5.Noterliğinin 21.12.2004 tarih ve 29184 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve kat karşılğı inşaat sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmediği gibi, mülkiyetin intikalini teminen herhangi bir işlem yapıldığı da iddia ve ispat edilmemiştir.İcra takibinin sürdürülmesi sırasında taşınmazların haczedilebilmesi için, bunların haciz tarihinde takip borçlusunun adına tapuda kayıtlı olması zorunludur. İcra müdürü, bu saptamayı yaptığı takdirde taşınmazı haczedebilir.(HGK.nun 7.4.2004 tarih ve 2004/12-210 E. - 2004/208 K.) İcra müdürünün anılan kurala aykırı işlemi, tapu kaydının niteliği gözetildiğinde, İİK.nun 16/2.maddesi gereğince süresiz şikayete tabidir.Somut olayda, haciz tarihinde taşınmazın üçüncü kişiler adına kayıtlı olduğu hususu tartışmasızdır. Borçlu adına tapuda kayıtlı bir taşınmaz bulunmadığından ve arsa üzerine yapılan binanın arza tabi olması nedeniyle menkul hükmünde haciz işlemi yapılamayacağından, inşaat sözleşmesinin icrasına bağlı olarak ileride doğması muhtemel haklar için haciz işlemi uygulanması da usulsüz bulunduğundan, sözü edilen haciz işleminin usulsüz olduğuna ilişkin olarak borçlunun şikayette hukuki yararı vardır.(Dairemizin süreklilik kazanan içtihatları da bu yöndedir. Y.12.H.D.nin 2000/19744-20601 sayılı kararı) Bu nedenle mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11/10/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.