MAHKEMESİ : Adana 3. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/02/2014NUMARASI : 2012/62-2014/175Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağına ilişkin olarak yapılan icra takibinden dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında kira sözleşmesi olduğunu kiralanan taşınmazı 21/12/2010 tarihinde tahliye ederek anahtarı teslim ettiğini, taşınmaz hakkında yıkım kararı olduğunu, sözleşmede açık hüküm bulunmasına rağmen davalı kiralayanın, işyerinin zeminini dolgu yaparak düzeltmediğini, etrafını koruma amaçlı tel örgüyle çevirmediğini, akde aykırı davrandığını, araçlarının çamura battığını vinç kiralanarak kurtarıldığını, işyerinin her an yıkılma tehlikesinin olduğunu, işyerinin haklı sebeple tahliye edilmesine ve kira borcu bulunmamasına rağmen davalı tarafından icra takibi yapıldığını takibe itirazı üzerine itirazın kaldırılması davasında davanın kısmen kabulüne karar verildiğini belirterek Adana 3. İcra Müdürlüğünün 2011/3788 sayılı dosyasında icra takibine konu borçtan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davacının kira akdini feshederek kiralananı tahliye ve anahtarı teslim ettiğine dair belge sunmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece Adana 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/467-914 E.K sayılı kararı ile itirazın kaldırılması isteminin kısmen kabulüne karar verildiği, kararın onanarak kesinleştiği, aynı nedene dayalı borçlu bulunmadığının tespitine dair talebin kesin hüküm nedeniyle mükerrer olacağı ve 3. İcra Müdürlüğünün 2011/3788 sayılı dosyasındaki borç miktarının da kesinleşmiş mahkeme kararı ile belirlenmiş olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece her ne kadar açılan menfi tespit davası aynı icra takibinden dolayı daha önce taraflar arasında görülen itirazın kaldırılması davasında verilen kararın kesinleştiği gerekçesiyle reddedilmiş ise de dar yetkili icra mahkemesinin verdiği karar genel mahkeme için kesin hüküm oluşturmaz. Mahkemece tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.