Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2283 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 596 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Karşıyaka 2. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/06/2014NUMARASI : 2014/74-2014/629Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, ödenmeyen kira parasının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı vekili tarafından 15/07/2010 tarihinde başlatılan icra takibinde 01/05/2008 tarihinden takip tarihine kadar ödenmeyen kira parasının tahsilini istemiştir. İcra takibine itiraz edilmesi üzerine açılan davada davalı, kiralananı Şubat 2010 ayında tahliye ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece daha önce dosya üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ve yapılan hesaplama sonucunda takip tarihi itibarıyla davacının alacağının 6092,20 TL asıl alacak, 315,54 TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere 6407,74 TL olduğu bildirilmiş ve mahkemece verilen ilk kararla 6092,20 TL asıl alacak, 315,54 TL işlemiş faiz alacağı yönünden itirazın iptaline karar verilmiştir. verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilerek Dairemizin 31/10/2013 tarih ve 2013/12499 Esas 2013/14574 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur. Bozma ilamında kiralananın hangi tarihte tahliye edildiği tespit edildikten sonra bilirkişi aracılığıyla kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihin belirlenmesi ve bu süreyle sınırlı olarak kiracının sorumluluğuna hükmedilmesi gereğine işaret edilmiştir. Uyulan bozma ilamından sonra mahkemece dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, mali müşavir ve adli bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda; davacının bildirdiği tahliye tarihi olan 22/02/2010 tarihine kadar kira alacağı ile taşınmazın yeri, kira parası gözönüne alındığında yeniden kiralama için gereken makul sürenin Yargıtay uygulamasına uygun düşer vaziyette olmak üzere 2 ay olarak kabul edilebileceği belirtilerek 22/04/2010 tarihine kadar olan alacak miktarının 3805,50 TL asıl alacak ve 315,54 TL işlemiş faiz alacağı olduğu bildirilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne ve 3805,50 TL kira alacağı ve 315,54 TL işlemiş faiz alacağı üzerinden itirazın iptaline karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Kiracının, kira süresi sona ermeden kira sözleşmesini tek taraflı olarak feshederek kiralananı tahliye etmesi durumunda kural olarak, kiracı kira süresinin sonuna kadar kiralayanın uğradığı tüm zararı ödemekle yükümlüdür. Ancak, 6098 Sayılı TBK.'nun 114. maddesi (mülga 818 Sayılı BK.nun 98.maddesi) göndermesi ile aynı Kanunun 52.maddesi (mülga BK.nun 44. maddesi) uyarınca kiraya verenin de zararın artmasına neden olmaması gerekir. Bu durumda, davacının zararı tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibarettir. Bu nedenle Mahkemece kiralanan yerin aynı bedel ve şartlarda ne kadar sürede kiraya verilebileceği, mahallinde bilirkişi aracılığıyla keşfen saptanarak, belirlenen süre ile sınırlı olarak kiracının ödemesi gereken tazminat tespit edilmelidir. Mahkemece, mahallinde keşif yapılıp, uzman bilirkişi aracılığıyla, kiralananın cinsi, özellikleri, konumu, bu nitelikte bir taşınmaza o bölgede duyulan ihtiyacın derecesi ve somut olaya özgü başka diğer özellikler çerçevesinde, kiralayanın gereken çabayı göstermesi halinde kiralananı aynı koşullarla yeniden hangi süre içerisinde kiraya verebileceği, eş söyleyişle, aynı koşullarla yeniden kiralama için gereken makul sürenin ne olduğu, Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla saptanmalıdır. Mahkemece yukarıda belirtilen esaslar çerçevesinde inceleme yapılarak bilirkişi tarafından bulunan makul sürenin tahliye tarihine eklenmesiyle ulaşılacak tarihe kadar kiracının makul süre kira parasından sorumlu tutulması gerekirken, dosya üzerinden alınan, karar vermeye yeterli olmayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.