İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk MahkemesiTaraflar arasında görülen dava sırasında davalı şirket temsilcisi tarafından reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.Ret talebini inceleyen merci tarafından verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RTaraflar arasında görülen dava sırasında davalı vekili tarafından sunulan 09.10.2015 tarihli dilekçe ile özetle, "... Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin .../... Esas sayılı dosyasının 02.06.2015 tarihli duruşmasında davaya konu kitaplardaki resimlerin çizeri olduğu iddia edilen ... ... ...'in el yazılı beyanı ile resimlerin kendisine ait olmadığını, davacının bir türlü aslını sunmadığı suret sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını, bu yüzden de hak sahipliğinin tesbiti için ressamların tanık olarak dinlenmesi gerektiği, sözleşme aslının davacı tarafından sunulmasını ve bilirkişi incelemesini talep ettikleri, ancak mahkeme hâkiminin tanık dinletme taleplerini celse arasında değerlendirerek karar vereceğini hüküm altına aldığı, bunun üzerine 16.06.2016 tarihli beyan dilekçesi ile tanık dinletme ve bilirkişi incelemesi taleplerini tekrar ettikleri, 17.09.2015 tarihli celsede ... ... Devlet Kütüphanesinden davanın esası açısından büyük önem taşıyan "aslı gibidir" tasdikli belgeyi mahkemeye ibraz ettikleri, bu belgede dava konusu resimleri barındıran kitapların 1977 yılı basımlarının künyesinde ressam isminin ... ... ... olarak geçmediği, ancak kitabın 1978 yılı baskısında ise ... ... ...'in isminin yer aldığı, bu durum karşısında ... ... ...'in duruşmada tanık olarak dinletilmesi için yeniden talepte bulundukları, ancak mahkeme hâkimi tarafından taleplerinin yeniden reddedildiği, mahkeme hâkiminin davacının sözleşme yaptığını iddia ettiği ve onun adına hak sahibi olduğunu ifade ettiği ressamı dinlemek, imza örneklerini alarak sözleşmenin gerçek olup olmadığının tesbitini yapmak yerine tüm talepleri gerekçesiz reddetmesinin mahkeme hâkiminin tarafsızlığını yitirdiği görüşünü uyandırdığı...” gerekçeleriyle reddi hâkim yoluna başvurulmuştur.Reddedilen hâkim tarafından, talebin reddi gerektiği yönünde görüş belirtilmesi üzerine, dosyayı inceleyen merci tarafından reddi hâkim talebinin reddine, davalı vekili temyiz edilecek konuyu gerekçe göstererek hâkimin reddi talebinde bulunduğundan kötü niyetli olup 5000,00.-TL para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin verilen karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1) İncelenen dosya kapsamına göre, hâkimin reddi için ileri sürülen hususlar, işin esası bakımından temyiz sebebi olup HMK’nın 36. maddesinde tanımı yapılan sebeplerden değildir. Açıklanan nedenlerle hükmün esasına yönelik temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.2) Davalı vekilinin para cezasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; davalı vekili, duruşmayı müvekkili nam ve hesabına takip ettiğine ve reddi hâkim talebini de müvekkili namına yaptığına göre, davalı asil yerine vekilinin disiplin para cezası ile yükümlü tutulması ve temyiz sebebi edilecek konunun reddi hâkim sebebi yapılmasının davalı vekilin kötü niyetli olduğunu gösterdiği gerekçesi ile üst sınırdan disiplin para cezasına hükmedilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.SONUÇ: 1)Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazlarının REDDİNE,2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin para cezasına yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu bölümünün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/02/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.