Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22513 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 12984 - Esas Yıl 2013





Kadastro sırasında dava konusu ada 24,23,22,20 ve ... parsel sayılı sırasıyla 19521,07 m2, 14311,63 m2, 5447,44 m2, 5807,45 m2, 27312,59 m2 yüzölçümündeki taşınmazlardan ... ada 23,22,20 ve ... parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine, ada ... parsel sayılı taşınmaz ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine ve satın almaya dayanılarak ada ... parsel sayılı taşınmaz davalı ve paydaşları adına paylı olarak, ...ada ... parsel sayılı taşınmaz davalı adına, ... ada ... parsel sayılı taşınmaz davalılar ve paydaşları adına paylı olarak, ... ada ... parsel sayılı taşınmaz ise davalı adına tespit edilmiştir. Davacı ... ada ... parsel sayılı taşınmazın adına eksik yüzölçümü ile tespit edildiğini, mevcut eksikliğin dava konusu taşınmazlarda kaldığını öne sürerek kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, dava konusu ... ada 12,20,22,23 ve ... parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece dava ve temyize konu ... ada 12,20,22,23 ve ... parsel sayılı taşınmazlar yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 36. maddesi hükmü gerekçe gösterilerek yazılı biçimde hüküm kurulmuş ise de, yerel mahkemenin vardığı sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir.Kadastro davalarında keşif giderleri yatırılmadığından bahisle kesin süre sonuçlarının uygulanabilmesi için öncelikle uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için taşınmaz başında keşif yapılmasının zorunlu olması, dava dosyasının keşfe hazır hale getirilmesi, ispat yükü kendi üzerinde olan tarafa keşif giderlerini mahkeme veznesine depo etmesi için makul ve yeterli uzunlukta kesin süre verilmesi, verilen kesin süre içinde kabul edilebilir yasal bir mazeret olmaksızın keşif giderlerinin mahkeme veznesine yatırılmamış olması gerekir.Somut olayda dosyada keşif yapılmasının zorunlu bulunduğu kuşkusuzdur. Ne var ki, davacı tarafa keşif giderlerini yatırması için kesin önel verilmiş ise de, davacı tarafa verilen kesin önel gerekli koşulları içermemektedir.Şöyle ki; mahkemece hükme esas alınan ve kesin süre ile ilgili ara kararlarının oluşturulduğu 14.09.2012 tarihli duruşmanın iki nolu ara kararında keşif erteleme tutanağında ki eksikliğin giderilmesi için gereğinin yapılmasına karar verilmiş, son keşif erteleme tutanağı incelendiğinde ise güvenlik nedeni ile keşfin yapılamadığının belirtildiği görülmüştür. Ayrıca mahkemece hükme esas alınan kesin süre ile ilgili ara kararlarının oluşturulduğu duruşmada herhangi bir keşif gün ve saati belirlenmemiştir. Bu aşamadan sonra ise mahkemece kesin süreye konu 14.09.2012 tarihli duruşmanın iki nolu ara kararı gereğince işlem yapıldığı ve keşif erteleme tutanağında ki eksikliğin giderildiğine dair dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belge bulunamamıştır. Bu halde mahkemece keşif erteleme tutanağında ki eksikliğin yerine getirildiğine dair bir bilgi ve belge bulunamadığına göre keşif ücretleri yatırılsa dahi takip eden celsede keşif gün ve saati verilerek keşfin icra edileceğine dair davacı yan üzerinde kuvvetli bir şüphe oluşturulmuştur. Yukarıdan beri anlatılan bu olgu ile birlikte benzer gerekçeler ile birden fazla olacak şekilde keşfin ertelenmesi ve davacı vekilinin son celsede dile getirdiği beyanı gözetildiğinde dosyanın keşfe hazır hale geldiğinden söz edilemeyecektir. Kaldı ki mahkemece hükme esas alınan kesin süre ile ilgili ara kararların oluşturulduğu 14.09.2012 tarihli duruşma tutanağında kesin süreye uymamanın sonuçlarını neler olduğu gösterilerek bu hususlar duruşma tutanağına derç edilmemiş, davacı vekiline çıkarılan davetiye üzerinde ki şerhe ise sürenin kesin olduğu belirtimi yapılmamıştır. Bu anlatılan olgular dikkate alındığında mahkemece dava dosyası keşfe hazır hale getirilmeden keşif giderleri için kesin süre verilmesi usule aykırıdır.Mahkemece bu olgular göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi tutanak aslı dosya içine alınan ve davacı adına tespit edilip esasen dava dışı olduğu belirlenen ada 21 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanak aslı ve dayanağı belgelerin kadastro işlemlerinin olağan yöntemince tamamlanmak üzere Kadastro Müdürlüğü'ne geri gönderilmesine karar verilmesi gerekirken bu hususta bir karar verilmemesi dahi isabetsiz, davacı temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, 17.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.