Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2249 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 13821 - Esas Yıl 2011





Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : İstanbul 7. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/05/2011NUMARASI : 2009/4-2011/900DAVACI : Berç Büyüksakayan,Muharrem Erkan ve ark.DAVALI : Coşkun Tekstil Gıda San.Tekstil Ltd.Şirketi İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacılar ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Davacı alacaklılar tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine davalı borçlunun itirazı üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece alacağa ilişkin talebin kısmen kabulüne, tahliye isteminin reddine karar verilmiş, karar taraflarca temyiz edilmiştir.1- Davalı vekilinin kabul edilen alacak miktarına yönelik temyiz isteminin İ.İ.K.nun 4949 Sayılı Kanunla değiştirilen 363.maddesinin 1.fıkrasının son cümlesi ve İ.İ.K.na 4949 Sayılı Kanunla eklenen Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranı nazara alınarak uyuşmazlık konusu değerin karar tarihi itibariyle (4.420 TL’yi) geçmediği anlaşıldığından mahkeme kararının temyiz kabiliyeti yoktur. Bu nedenle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, 2- Davacılar vekilinin tahliye isteminin reddine ilişkin karara yönelik temyiz istemine gelince; Davacılar tarafından 06.10.2008 tarihinde başlatılan icra takibinde 01.01.1999 başlangıç tarihli sözlü kira akdine dayanılarak ödenmeyen 2008 yılı 1 – 10.aylar arası kira parası olan 5.015,00 TL nin tahsili istenilmiştir. Davalı borçlu vekili ise dava konusu taşınmazda müvekkilinin de paydaş olduğunu bu nedenle tahliyesinin istenilemeyeceğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece her ne kadar “davalının da taşınmazda 69/4608 oranında paydaş olup, paylı mülkiyette tahliye davasının açılabilmesi için pay ve paydaş çoğunluğu gerektiğinden” bahisle tahliye isteminin reddine karar verilmiş ise de, esasen davacılar tarafından kiralayan sıfatıyla dava açılmış olduğu ve yapılan araştırmada takibe konu alacağın 1.967,30 TL kısmının ödenmemiş olduğu bu nedenle temerrüdün oluştuğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazda davalının 69/4608 oranında paydaş olması karşısında tahliye isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmasa da, tahliye isteminin reddi, temerrüt sebebiyle akdin feshine engel teşkil etmeyeceğinden ve dava dilekçesinde davacı tarafından akdin feshinin de talep edilmiş olması nedeniyle akdin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tahliye isteminin reddine karar verilip, akdin feshi konusunda hüküm kurulmamış olması doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ : Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz isteminin REDDİNE, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 16.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.