4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu'nun 26/a maddesine aykırı davranmak eyleminden dolayı V.. B.. hakkında Gebze Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliğinin 21/08/2011 tarihli ve UBK-A 092232 sıra nolu trafik İdari para cezası karar tutanağı ile uygulanan 2.201,00 Türk lirası İdari para cezasına yönelik başvurunun reddine ilişkin Gebze 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 19/10/2011 tarihli ve 2011/778 değişik iş sayılı kararını müteakip, 02/08/2013 tarihli ve 28726 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6495 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'la değişik 4925 sayılı kanun'un 26/a bendindeki idari para cezasının 1.000,00 Türk lirasına indirilmesi sebebiyle, muteriz vekilinin uyarlama talebinin kabulü ile idari para cezasının 1.000,00 TL'ye indirilerek infazına dair Gebze 2. Sulh ceza Mahkemesinin 10/03/2014 tarihli ve 2011/778 değişik iş sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 09/06/2014 gün ve 39624 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.06.2014 gün ve KYB. 2014/224685 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.Mezkür ihbarnamede;5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun "zaman bakımından uygulama" başlıklı 5/1.maddesinde yer alan, "26.09.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri kabahatler bakımından da uygulanır. Ancak, kabahatler karşılığında öngörülen idari yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından derhal uygulama kuralı geçerlidir." hükmü karşısında, infaz bakımından Türk Ceza Kanunu'nun 7/2.maddesindeki düzenlemeden farklı bir sistem benimsendiği, idari para cezasına yönelik başvurunun mahkemece reddedilerek kesinleşmesini müteakip, infaz aşamasında lehe kanun uyarlaması yapılamayacağı, derhal uygulama kuralı gereğince para cezasının tahsili cihetine giderilmesi gerektiği gözetilmeden, talebin reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu'nun 26/a maddesine aykırı davranmak eyleminden dolayı V.. B.. hakkında Gebze Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliğinin 21/08/2011 tarihli ve UBK-A 092232 sıra nolu trafik İdarî para cezası karar tutanağı ile uygulanan 2.201,00 Türk lirası idarî para cezasına yönelik başvurunun reddine ilişkin Gebze 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 19/10/2011 tarihli ve 2011/ -778 değişik iş sayılı kararına müteakip, 02/08/2013 tarihli ve 28726 sayılıResmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6495 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla değişik 4925 sayılı Kanun'un 26/a bendindeki idari para cezasının 1.000,00 Türk lirasına indirilmesi sebebiyle, muteriz vekilinin uyarlama talebinin kabulü ile idari para cezasının 1.000,00 TL.'ye indirilerek infazına dair Gebze 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 10/03/2014 tarihli ve 2011/778 değişik iş sayılı kararının Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulmasını istemesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.06.2014 günlü ve 2014/224685 sayılı istem yazısı Dairemiz; gelmekle dosya incelendi:Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınn kanun yararına bozma talep yazısı şöyledir:"5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun "zaman bakımından uygulama" başlıklı 5/1. maddesinde yer alan, "26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri kabahatler bakımından da uygulanır. Ancak, kabahatler karşılığında öngörülen idari yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından derhal uygulama kuralı geçerlidir." hükmü karşısında, infaz bakımından Türk Ceza Kanunu'nun 7/2. maddesindeki düzenlemeden farklı bir sistem benimsendiği, idari para cezasına yönelik başvurunun mahkemece reddedilerek kesinleşmesini müteakip, infaz aşamasında lehe kanun uyarlaması yapılamayacağı, derhal uygulama kuralı gereğince para cezasının tahsili cihetine gidilmesi gerektiği gözetilmeden, talebin reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karır verilmesinde isabet görülmemiştir.5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 09.06.2014 gün ve 94660652-105-41- 4822-2014-11592/39624 sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur."I- Olay :4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu'nun 26/a maddesine aykırı davranmak eyleminden dolayı V.. B.. hakkında Gebze Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliğinin 21/08/2011 tarihli ve UBK-A 092232 sıra nolu trafik İdari para cezası karar tutanağı ile uygulanan 2.201,00 Türk lirası İdarî para cezasına karşı kabahatlinin başvurusunun, Gebze 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 19/10/2011 tarîhli 2011/778 değişik iş sayılı kararıyla reddine karar verilmiştir. İdari para cezası yaptırımı bu suretle kesinleşmiştir. Kesinleşmeyi müteakip 6495 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla 4925 sayılı Kanun'un 26/a bendindeki idari para cezası miktarında lehe değişiklik yapıldığı gerekçesiyle kabahatli müdafii tarafından uyarlama talebinde bulunulmuştur. Bu talep Gebze 2. Sulh Ceza Mahkemesince incelendikten sonra yerinde görülerek 10/03/2014 tarihli ve 2011/778 değişik iş sayılı kararla kabahatli hakkında uygulanan idari para cezasının 1.000..00 TL. sine indirilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı Kocaeli Emniyet Müdürlüğü tarafından kanun yararına bozma kanun yoluna müracaat edilmesi için T.C. Adalet Bakanlığından talepte bulunulmuştur. T.C. Adalet Bakanlığı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından kanun yararına bozma yoluna gidilmesini talep etmiştir. Bu suretle söz konusu karar hakkında kanun yararına bozma talep edilmiştir.II- Kanun Yararına Bozma Talebine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talep yazısı, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun "Zaman bakımından uygulama" başlıklı 5/1. maddesinde, infaz bakımından Türk Ceza Kanunu'nun 7/2. maddesindeki düzenlemeden farklı bir sistem benimsendiği, bu nedenle idari para cezasına yönelik başvurunun mahkemece reddedilerek kesinleşmesini müteakip, infaz aşamasında lehe kanun uyarlaması yapılamayacağı, derhal uygulama kuralı gereğince para cezasının tahsili cihetine gidilmesi gerektiği gözetilmeden, talebin reddi yerine, lehe kanun uyarlaması yapılarak idari para cezasının indirilmesine karar verilmesi yönündeki mahkeme hükmünün kanuna aykırı olduğuna ilişkindir.III- Hukuksal değerlendirme:Kabahatler bakımından “zaman bakımından uygulama” kuralı Kabahatler Kanununun 5. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin konumuza ilişkin l. fıkrası hükmü şöyledir: “26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri kabahatler bakımından da uygulanır. Ancak, kabahatler karşılığında öngörülen İdarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından derhal uygulama kuralı geçerlidir. ”Bu fıkranın 1. cümlesi hükmüyle kabahatler hakkında zaman bakımından uygulama konusunda 5237 sayılı TCK.nun ilgili kurallarına atıf yapılmaktadır. Buna göre TCK’nun 7. maddesinde düzenlenen “zaman bakımından uygulama” kuralı kabahatler bakımından da uygulanması gerekmektedir. Anılan maddenin 2. fıkrasına göre lehe kanun değişikliği kabahatler bakımından da uygulanacaktır. Bu konuda öğreti ve uygulamada görüş birliği bulunmaktadır. Bu noktada çözülmesi gereken sorun, Kabahatler Kanununun 5. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan “Ancak, kabahatler karşılığında öngörülen İdarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından derhal uygulama kuralı geçerlidir. ” Hükmü karşısında kesinleşmiş idari yaptırımlar hakkında da lehe kanun uygulamasının mümkün olup olmadığıdır.Öğretide, kesinleşmiş ancak infaz edilmemiş idari yaptırımlar hakkında da sonradan yürürlüğe giren lehe kanunun uygulanması gerektiği görüşünün ağırlıklı görüş olduğu görülmektedir. (Doç.Dr. Berrin AKBULUT- Türk Ceza Kanunu ile Kabahatler Kanununun Genel Hükümlerinin Yaptırım Hükümleri Dışında Karşılaştırılır alı Olarak İncelenmesi- Ankara 2010 baskı sh.125, Yrd.Doç. Dr.Zeynel T. KANGAL-Kabahatler Hukuku sh.68-69, Dr. Abdullah Recai AKALAN-Uygulamadan Örneklerle Kabahati Hukuku Ankara-2012 baskı sh 56-57)Yargısal kararlarda da lehe kanun değişikliğinin kesinleşmiş ancak tahsil edilmemiş idari yaptırımlara uygulanacağı kabul edilmektedir. Örneğin Danıştay Dava Daireleri Kurulunun, 2008/3398 E, 2009/60 K. sayılı 19.02.2009 günlü ve Danıştay 13. Dairesinin 2007/5970 E, 2009/5492 K. 20.05.2009 günlü karar gerekçelerinde idari para cezasının tahsili tarihindeki ceza miktarında yapılan lehe düzenlemerin göz önünde bulundurulması gerektiğine vurgu yapılmıştır.Kabahatler hakkında zaman bakımından uygulama konusunda atıf yapılan TCK'nun 7. maddesinin 2. fıkrasında; “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur. ” Hükmü yer almaktadır. Bu hükmün kabahatler hakkında da uygulanacağında bir kuşku yoktur. Hükümde belirtilen “ ....failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur. ” İfadesinden lehe kanunun kesinleşmiş ancak infaz edilmemiş hükümlere de uygulanacağı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla lehe kanun hükümlerinin kesinleşmiş ancak infaz edilmemiş idari yaptırımlara da uygulanması gerekecektir. Kabahatler Kanunun “Zaman bakımından uygulama” başlıklı 5. maddesinin 1.fıkra 2. cümlesi kesinleşmiş idari yaptırımın yerine getirilmesi şekline yani idari yaptırımın infaz rejimine ilişkindir. Örneğin, Kabahatler Kanununun “İdari para cezası” başlıklı 17. maddesinde idari para cezalarının infazı konusunu düzenleyen hükümler yer almaktadır. Bu hükümlerde yapılan değişikliler, lehe ya da aleyhe olduğuna bakılmaksızın infaz edilecek yani idari yaptırım derhal uygulanacaktır.Bu hale göre Kabahatler Kanununun 5. maddesinin 1. fıkrası 2. cümlesi hükmüne yanlış anlam verilerek ileri sürülen kanun yararına bozma nedeni isabetli olmayıp Gebze 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 10/03/2014 tarihli ve 2011/778 değişik iş sayılı kararı usul ve kanuna uygun görülmüştür.V-Sonuç ve karar:Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteği yerinde görülmediğinden REDDİNE, 23/12/2014 günü oybirliğiyle karar verildi.