MAHKEMESİ : Antalya 2. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/11/2013NUMARASI : 2013/717-2013/1471Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, araç kiralama sözleşmesi gereğince ödenmesi gereken kira bedellerinin tahsili istemiyle yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece itirazın iptaline takibin 90.000,00 TL asıl alacak ve 3796,00 TL işlemiş faiz üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile dokuz araç için 15.03.2011 başlangıç tarihli bir yıl süreli aylık 1000,00 TL bedelli dokuz ayrı kira sözleşmesi imzalayarak araçları davalıya teslim ettiğini, davalının kira bedellerini ödememesi nedeniyle sözleşmelerden kaynaklanan 10 aylık kira bedeline ilişkin icra takibinde bulunduğunu davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatı verilmesine karar verilmesini istemiştir. Açılan davada Sulh Hukuk Mahkemesi ve Asliye Hukuk Mahkemesince dosya üzerinden verilen karşılıklı görevsizlik kararı üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi tarafından mercin belirlenmesi sonrasında davalı mahkemeye verdiği dilekçesinde, araçların kendisine teslim edilmediğini, sözleşmenin iki ortak arasında göstermelik yapıldığını kira borcunun olmadığını ayrıca açılan davadan daha sonraki bir tarih olan 18.11.2012 tarihinde düzenlenen belgede de araçların teslim edilmediğinin kabul edildiğini, belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece davalı tarafından sunulan belge değerlendirilmeksizin kira sözleşmesi çerçevesinde yapılan değerlendirmeye göre davanın kabulüne karar verilmiştir.1-)Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına davacının aşağıdaki bendi kapsamı dışındaki sair temyiz itirazları yerinde değildir.2-)Davalının araçların sözleşme gereğince kendisine teslim edilmediğine dair temyiz itirazlarına gelince;Taraflar arasında 15.03.2011 başlangıç tarihli bir yıl süreli aylık 1000,00 TL kira bedelli her bir araç için ayrı ayrı olmak üzere düzenlenen 9 adet kira sözleşmeleri konusunda uyuşmazlık yoktur. Davacı 18.01.2012 tarihinde başlattığı icra takibi ile söz konusu sözleşmelere istinaden 10 aylık kira bedeli 90.000,00 TL ve 6.679,73 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 96.679,73 TL nin tahsilini talep etmiş, davalı ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süresi içerisinde alacaklı gözükene borcu olmadığından bahisle itirazetmiştir. Davalı sözleşmelerdeki imzalarını inkar etmemiştir. Ayrıca sözleşmelerin 4/b maddesinde araçların tüm fonksiyonlarının çalışır vaziyette teslim edildiği belirtilmiştir. Ancak Davalı yargılamada sözleşmenin 4/b maddesindeki hükme rağmen araçların kendisine teslim edilmediğini iddia etmiş, davacı tarafından bu husus kabul edilmemiştir. Ne var ki davalı, davacının yargılama sırasında kiralanan araçların kendisine teslim edilmediğine ilişkin davacının ikrarını içeren 18.11.2012 tarihli belgeyi verdiğini ileri sürmüş ve belgeyi dosyaya ibraz etmiştir. Davacı tarafından ise söz konusu belgenin sahte olduğu iddia edilmiş ve cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulduğu belirtilmiştir. HMK'nun 205 maddesi gereğince mahkemece inkâr edenden sadır olduğu kabul edilen adi senetler, aksi ispat edilmedikçe kesin delil sayılırlar. Bu nedenle belgenin sırf inkar edilmiş olması delil vasfını ortadan kaldırmayacağı gibi yargılama sırasında karşı tarafın verdiği iddia edilen borcu söndürür nitelikteki belgenin mahkemeye sunulması da savunmanın genişletilmesi kapsamında görülemez.Davalı tarafından söz konusu belge ile araçların teslim edilmediğinin davacı tarafından ikrar edildiği iddia edildiğine göre mahkemece davalı tarafından sunulan 18.11.2012 tarihli belge ve davacının belgenin sahte olduğuna dair itirazları değerlendirilerek, ayrıca davacı tarafından ilgili belgeye yönelik suç duyurusunda bulunulmuş ise soruşturma dosyası da incelenerek, gerektiğinde HMK'nun 211 maddesi çerçevesinde sahtelik incelemesi yaptırılarak, sonucuna göre davacının takibe konu edilen kira sözleşmeleri gereğince alacağı olup olmadığı hususunda bir karar verilmesi gerekirken, davalı tarafının sunduğu belge ve davacının buna ilişkin itirazları değerlendirilmeden eksik incelme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınantemyiz harcının temyiz edene iadesine, 14.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.