Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 221 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26492 - Esas Yıl 2014





Y A R G I T A Y İ L A M IYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular Hasan Albay, İsmail Hakkı Albay, Mehmet Albay tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Erdal Güney tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Borçluların, aleyhine başlatılan icra takibinde, haline münasip evleri ile geçimleri için zaruri olan tarım arazilerinin haczedildiğini belirterek İ.İ.K.’nun 82. maddesi gereğince haczin kaldırılması talebi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, haczin kaldırılması isteminin reddine karar verildiği görülmektedir.1-Borçlular Hasan Albay, İsmail Hakkı Albay, Mehmet Albay’ın meskeniyet şikayetinin temyiz incelemesinde;İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Meskeniyet şikayetinin dinlenmesi için borçlunun sürekli o evde oturması şart olmadığı gibi, kiraya vermesi de meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel teşkil etmez. Bu bakımdan Hasan Albay ile İsmail Hakkı Albay’ın İstanbul ilinde oturmaları nedeni ile meskeniyet şikayetlerinin reddine karar verilmesi doğru değildir.Öte yandan, paylı taşınmazlarda, her paydaşın meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı vardır. İİK'nun 82. maddesi hükmüne göre haczedilmezlik şikayetinde bulunan şikayetçinin payına isabet eden değerden haline uygun bir mesken edinip edinemeyeceği araştırılarak sonuca gidilmesi icap eder.Somut olayda meskeniyet şikayetine konu Artvin ili Hopa ilçesi Koyuncular Köyü 159 ada 12 parsel sayılı taşınmazda borçlu Mehmet Albay’ın 1/4 oranında hissedar olduğu, taşınmazda kat irtifakı tesis edilmediği görülmektedir. 28.03.2014 tarihli inşaat bilirkişi raporunda her ne kadar borçlu Mehmet Albay’ın bu binadan kendi hissesine düşecek pay değeri belirlenmiş ise de, arsa payının hesaplamaya dahil edilmediği görülmektedir. Hükme esas olan 9.6.2014 havale tarihli bilirkişi raporu da mahcuz taşınmazda kat irtifakı veya mülkiyeti kurulmamış olması gözetilmeksizin yukarıda belirtilen ilkelere aykırı olarak değerlendirme yapılıp görüş bildirildiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece; bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, mahcuz taşınmazın arsa ve bina toplam değeri üzerinden borçlu Mehmet Albay'ın hissesine düşen miktar tespit edildikten ve borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip alabileceği evin değeri açık ve net şekilde belirlendikten sonra, borçlunun hissesine düşen miktar, haline münasip alabileceği evin değerinden düşük ise meskeniyet şikayetinin kabulüne, hissesine düşen miktar, haline münasip alabileceği evin değerinden fazla ise taşınmazın satılarak haline münasip evin alınması için gerekli miktarın borçluya, kalanının ise alacaklıya ödenmesine ve taşınmazın haline münasip evi alabileceği değerden az olmamak üzere satılmasına karar verilmesi gerekirken, açıklanan ilkeler gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi de isabetsizdir.2-Borçlular Hasan Albay, İsmail Hakkı Albay, Mehmet Albay’ın geçimleri için zaruri olan tarım arazilerinin haczedildiğini dair şikayetinin temyiz incelemesinde;İİK'nun 82/1. maddesinin 4. bendi uyarınca; “Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi” haczedilemez.Borçlunun İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 4. bendinden yararlanabilmesi için asıl uğraşının çiftçilik olması gerekir. Yani geçimini çiftçilik ile temin etmelidir. Bunun için borçlunun bizzat kendisinin ziraat yapması zorunlu olmayıp tarım arazisini ortakçıya (yarıcıya) vermek suretiyle işletmesi halinde de bu madde uyarınca haczedilmezlik şikâyetinde bulunabilir. Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapması çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmadığı gibi örneğin çiftçi olan borçlunun, emekli maaşı alması da çiftçilik vasfını ortadan kaldırmaz. Böyle bir durumda borçlunun kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı haczedilen haczedilmeyen tüm taşınmazları keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılmalıdır.Burada sözü edilen aile tabirine, borçlunun kanunen geçindirmekle yükümlü bulunduğu kimseler, borçlu ile birlikte oturmamasına karşılık borçlunun kendilerine nafaka yükümlülüğü bulunan kişiler anlaşılmalıdır.Somut olayda, Hasan Albay, İsmail Hakkı Albay, Mehmet Albay’ın çiftçilikle uğraşıp uğraşmadıkları yöntemince araştırılmadan ve keşfe gidilip tarımsal faaliyette bulunulan şikayete konu yerlerde yürütülen tarımsal faaliyetle ilgilerinin ne olduğu saptanmadan, şikayete konu 110 ada 3 parsel, 110 ada 4 parsel, 107 ada 1 parsel, 118 ada 19 parsel sayılı taşınmazlarda keşif yapılmadan karar verildiği görülmektedir. O halde mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlular Hasan Albay, İsmail Hakkı Albay, Mehmet Albay’ın temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.